bayramların en sevdiğim günü ikinci günü. bugün her zaman olduğu gibi annemin tarafındaki bütün akrabalar ananemde toplandık. eskilerden, yenilerden, hiç tanımadığım insanların hayatlarından hikayeler dinleyip, dedikodu yapmak, yakın çevrede son iki ayda neler olmuş, kim kime ne demiş, kim kimin kızını istemiş, kızını ona neden vermemiş, kimin kocası metres tutmuş, kimin karısı annesinin evine kaçmış başlıklı haberleri bir bir dinleyip, en sonunda tüm olayları birbirine karıştırıp ortaya karışık gündem hazırladım onlara. eh bu da benden olsun çünkü teyzemler ve dayım anlattıklarıyla hakikaten gülerken yüz kaslarımın ağrımasına sebep oldular. dünyada güzel akrabalar da var.
dün akşam da büyük teyzemle bir aradaydık. eskilerden konuştuk, dedemden babannemden falan bahsettik. bazı şeyler yüzünden rahmetli babannemi iyi hatırlamayı beceremiyorum ama lakabı Muthiş olan dedeme karşı aynı değil hislerim. babannem geri kafalı, dırdırcı, hatta eziyetçi, cimri kaynana rolünü oynarken, dedem külhanbeyi, ama aynı zamanda yufka yürekli, küçük yaştan beri sigara tiryakisi, Tansu Çillerin bir numaralı taraftarı, bastonuyla tek başına iktidar, ihtiyarlığı kabul etmeyen, huysuz ama bir o kadar da komik bir adam. dedemi ölümünün ardından yıllar geçtiği halde halen daha sevgiyle anıyorum. aynı zamanda çok ta küfürbazızdır hani, en sevdiği küfürleri ve argoları; kerhaneci, cinsini siktiğimin soysuzu, avradını sikerim, ursuz köpek (uğursuzun dedemce kısaltılması), sersem meret ve tek bir enişteme karşı kullandığı Sarı Recebin Tohumu. sarı recep amcanın torunu olmak dedeme göre zaten çok kötü birşey ve bunu adama küfür eder gibi söylerdi hep.
asla ama asla iki halam ve amcamda bir geceden fazla kalmaz, o kaldığı gecenin de sabahının köründe eve gelirdi. hem de ne gelmek, minibüsten iner inmez başlardı mahallenin girişinden bağırmaya "geliiiinn abe geliiiiinnnn ben gelirim be ben gelirim" anneme ve bütün ev ahalisine haykırırdı ev sınırlarına giriş yapmak üzere olduğunu. birinci sigarası içerdi, arada tütün sarardı, babannem annem sigara içerken anneme kızıp laf soktuğunda "abe gelin bakma sen ona, onun anası bi cigara içerdi, sabahtan akşama kadar sarmağa yetişemezdim" derdi. babannem ortalığı karıştırıcak olsa "sus be mendebur kocakarı, bunamışsın sen" derdi. babamın dayılarından biri bize gelirdi, haberler çıkınca Çillere laf söylerdi, dedem durur mu "akiff, a kalk siktir git evine pis pezevenk" diye yapıştırırdı lafı. akif dayı gitmezdi, dedem mutfağa annemin yanına gidip "abe gelin kuvarım kuvarım gitmez bu yüzsüz pezevenk" derdi. dedem selanik göçmeniydi.
babam ve amcam için şu açıklaması hep beni hayretlere düşürmüştür "bu ursuz köpekler bi bok bilmez. ne şarap içerler, ne komar (kumar) oynarlar, ne gazinoya giderler" derdi. kumar masasında kaybedip, eve gelip babannemden beşi bir yerdesini istemiş bir keresinde, babannem de annesinin hatırası diye vermemiş. durur mu bizim dede, asıldığı gibi kopartmış babannenin boynundaki kurdeleyi, sonra gitmiş onu da kumar masasında kaybetmiş. maceraları çoktur Muthiş dedemin. bir gece babanne kilitlemiş kapıyı, o zamanlar nerdee böyle çelik kapılar falan, dede gelmiş eve çalmış kapıyı, almamış içeri. meyhaneye gitti diyerekten ceza vermek istemiş ama bizim dede kapıya yüklendiği gibi, kapıyla birlikte içeri girmesi de bir olmuş. hep derdi zaten "hızlı yaşadık biz" diye, o yıllarda hayattan alabileceği ne kadar tat varsa almış işte. başka adamdı Muthiş dedem, yalan sevmezdi, sinirliydi, aksiydi ama merhametli adamdı, akşam çok anınca, burda da yazmak istedim onu, burda da anmak istedim.
öte yandan akşam saati fıkra gibi bir diyalog yaşadım bizim komşuyla. bayramlaşmaya gittik annemle evine, konu konuyu açtı derken sordu bana ada çayı içer misin diye. yok dedim ben sevmem bitki çayları. aynen şu tepki; "a sakın içmeyesin kızım geçen gün internetten baktırdım, insanda cinsel isteği arttırıyormuş, aman Allah muhafaza. ben eskiden veriyodum bizimkilere yok valla vermem artık içmesinler." evet, ya hayal gücü sınırsız ya da ona anlatan daha doğrusu internetten okuyan kişi fazla abartmış ama inanın tepkisini duyar duymaz aralıksız 5 dakika güldüm yeminlen. espri konusu oldu artık aramızda, ada çayı dedikçe amaan içme sakın evlat diye paniğe kapıldı, ama muhabbet çok tatlıydı. yarın çalışacağım, öbür gün izinliyim, umarım yarın mavi-yeşili de görürüm. özledim ya ne yapayım, bir an önce aramızda birşeyler olsun istiyorum. radyodan şarkı falı tutacak kadar sıyırdım kafayı. bunun bir level üstü de falcıya gitmek falan olacak sanırım. bugün arabada giderken powertürk'te şarkı tutmuştum bu şarkı çıktı şansıma. yine fazla gevezelik ettim, okuyan herkese sevgiler ve iyi bayramlar :)
7 Kasım 2011 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 kişi olaya son noktayı koymuş:
hassiktir lan...
Yorum Gönder