içimde yanıp sönen ışığı görmezden geliyorum kaç gündür, iç sesimi susturmak için onun ağzına yastık bastırıyorum, kendim yüksek sesle şarkılar söylüyorum. bak, yalnız değilim izlenimi verme çabasından çok sıkıldım, evet yalnız değilim, bana eşlik eden onlarca ses var ama, sanki biraz eksiğim. çok kızıyorum ona, bana cesaret verebilirdi diye, böyle bitmemeliydi diye. normalin aksine sosyal paylaşım ağlarındaki tek bir profiline bile hiç tıklamadım, normalin aksine, başkasına atacakmışım da el alışkanlığı olmuş gibi ona hiç mesaj atmadım. böyle bitmemeliydi, ben onun için duyduğum acıyı kendimden bile saklamamalıydım, meşrulaştırmalıydım içimdeki acıyı da, her seferinde başka bahanelere bağladığım gözyaşımı da. olmadı, onunla da olamadım, onsuz da tam olamadım. dün saydım, bugün tam 21. gün sanırım, emin değilim, kaç gün olduğundan dün akşam emindim, bu sabah beynim otomatik olarak silmiş bu bilgiyi, üzüldüm.
yüzyıllardır yoktu elbette hayatımda, onsuz yaşayamayacak duruma gelmedim, zaten onsuz yaşanamayacak bir insanın bu dünyada var olduğuna da inanmıyorum, her neyse dedim ya onsuz yaşayamayacak duruma gelmedim, az zaman tanıdığım bir insanın aşağı yukarı 20 günlük resmi, 20 günden bir kaç ay kadar daha fazla olan gayrıresmi yokluğundan dolayı biraz eksildim. eksildim çünkü, biz birbirimize çok benziyorduk, o şimdi bu lafımı hatırladığında siktir ordan dese de biz birbirimize çok benziyorduk. belki tam olarak değil ama yarım yamalak olsa da bağlandım ona bir süre, yıllar sonra bir erkeğe bağlanabildim dediğim gibi, yarım yamalak ta olsa, yıllar sonra bir erkeğe güvenebildim, az da olsa. ben onu dilinden eksik etmediği küfrüyle de sevebilmiştim, başkalarına karşı içi dolgulu dışı hafif sert şu şekerler var ya hani missbonndu di mi adı, her neyse işte o şekerler gibi olan, sert kabuğunu çabucak eritip ağızlarında bazen vişneli, bazen kahveli tat bırakarak yayılan bu adam, bana geldiğinde nedense hep ya uyduruk ve asla kırılmayan mevlüt şekeri gibi oluyordu, ya da bazen çok sinirlendiğinde zehr-i zıkkım aromalı bir akide. anlamıyordu, canım çok acıyordu işte, ben onu kaybetmek istemedikçe kaybediyordum daha çok, çırpındıkça dibe vuruyordum, dibe vurdukça o benden daha çok uzaklaşıyordu, paniğe kapılıp üst üste hatalar yapıyordum, o sinirleniyordu ama göremiyordu işte o anda benim üzüntümü, kaybetme korkumu, benden daha çok kopuyordu.
ona onu kaybetmek istemediğimi söylediğimdeyse bana inanmıyor, aramızı düzeltmek için şirinlik yaptığımda köpek çekiyor, onu aslında sevdiğimi söylediğimdeyse çakallık yaptığımı, strateji yürüttüğümü söylüyordu ve cherry bu sefer daha çok yaralanıyordu. anlatamıyordum çünkü, beni anlamamak için direniyordu, hatta bana inanmıyor, biraz olsun sözüme güvenmiyordu. çok yıprandım, gerçekten haketmediğim kadar haksızlığa uğradım, ama kendimi anlatamadım. şimdi ben de bıraktım, aslında dediğim gibi 20 gün kadar önce bıraktım. 23.10.2011. o da beni bıraktı, büyük ters düşmüştük, ben aklımdan geçeni söyledim, o üzerine alındı ama en büyük haksızlığı o gün yaptı zaten. sonra, yürüdük ters yönlerde, o da öfkeliydi, ben de.
kaç gündür neler yaptığını merak ediyorum, neden aklıma gelip duruyor onu da bilmiyorum. facebook öneriyor tanıyor olabileceğim kişilerde, profiline bile tıklamıyorum. yani hem merak ediyorum, hem de neler yaptığını bilmek istemiyorum. dedim ya, el alışkanlığı olmuş da yanlışlıkla mesaj atmışım gibi mesaj bile atmadım, onun gözünde kapkara olan varlığımı aklamaya da çalışmadım. nasıl olsa kapattı bana kulaklarını, nasıl olsa ne söylesem ya çıkarcı olduğumu söylüyor, ya yalan söylediğimi söylüyor ya da gülüp geçiyor. biraz eksik kaldım, ama yalnız kalmadım, hâlâ bana eşlik eden onlarca ses var hayatımda, zamanla onu kesip atınca eksik kalan, yarım kalan uzvumu da tamamlayacağım. illa ki onun yerine biri gelecek değil, bazı organlar kendi kendini tamamlar, onarır ya aynen o misal.
13 Kasım 2011 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 kişi olaya son noktayı koymuş:
Cok guzel ve icten yazmissin. : (
içimden geçenler çünkü, geçmemesini isterdim ama :(
yarim yamalak olsa bile benzemiyormussunuz demek ki sevgili wodka .
sozlukten ansizin gelen misafirin ;)
Yorum Gönder