15 Kasım 2011 Salı

sadece karın ağrısı değil inanın

karnımda, daha doğrusu yumurtalıklarımda bir canavarın can bulmasıyla uyandım bu sabah. sanki içeriye hapsolmuş ta çıkıp özgürlüğüne kavuşabilmek için içeride ne var ne yoksa parçalamak, çıkışı bulmak istiyormuş gibi. yahut da gizli bir el yumurtalıklarıma tırnaklarını geçiriyor, yeterince canımın acıdığına ikna olamayınca da elleriyle sıkıyor, işkenceler yaparak canımı almak istiyormuş gibi yani. yataktan sürünerek kalktım ve "bugün ev çok soğuk olacak, sıcak su torbasını bulayım" dedim kendi kendime. canımın dün tarçınlı havuçlı kek çekmesi, üç günde bir büyük kavanoz nutellayı mideme indirmiş olmam, karşı komşunun yaptığı kızartmanın kokusundan tiksinmem, aptalca sorular soran insanlara "geri zekalı mısın, öyle olabileceğini aklın alıyor mu" diyerek çemkirmem, içtiğim sigaranın ağır gelmesi, uykuya doyamamam ve dünden beri karnımın ve bacaklarımın müthiş bir ağrıyla kucaklaşması bundanmış, bedenimdeki ölü yumurtaları atıyorum dışarı, yenilerinin yerleşmesi için, doğurgan bir kadın olabilmek için evlendiğimde, kanıyorum yine.
kadın olan anlıyor gerginim, muayen günümdeyim dediğim zaman ne hissettiğimi tam olarak. eski sevgilimden ve kardeşimden bilirim, bir erkeğin yapabileceği en iyi şey, gidip çikolata desteği sağlamak, çok acı çektiğimi yüzümden anladığındaysa "hastaneye gidelim mi?" demek. hayır gitmeyelim hastaneye. bana sıcak su torbası, bol çikolata, battaniye sağlayın ve sadece susun yeter. çünkü siz her ağzınızı açtığınızda ben sinirleniyorum elimde olmadan, unutmayın birkaç güne geçecek ve bu birkaç gün içersinde ben olur olmaz herşeye sinirleneceğim, incir çekirdeğini doldurmayan sebeplerden dolayı alınganlık yapıp ağlayacağım ve siz içinizden "ufak bir karın ağrısını ne kadar büyütüyorsun" diyeceksiniz, bunun ruh halini ne kadar etkilediğinden habersiz. o yüzden susun birkaç gün, tartışmayalım, birbirimizi kırmayalım. ben uzanayım şöyle, alayım sıcak su torbamı, yiyeyim çikolatamı ve bırakın yattığım yerden televizyonla kavga edeyim.
ısıtamadığım ayaklarıma giydiğim ananemin patikleriyle de dalga geçmeyin lütfen. bunlara rağmen ayaklarım hâlâ buz gibi biliyor musunuz? kımıldadıkça canım acıyor, kımıldamak istemiyorum, anlayın. bir de bu işin sivilce kısmı var. dediğim gibi, hormonlarımız haddinden fazla çalıştığı için sivilceleniyoruz. ergen kızlar gibi yüzümde çıkmış olan sivilceleri hatırlatmayın bana, iki gün sonra onlar da geçecek. bir regl dönemini çok fazla abarttığımı düşünüp te gülmeyin. kızlar anlar, ama dediğim gibi erkekler anlamaz şimdi ne demek istediğimi. altı üstü bir karın ağrısı demeyin o yüzden, sadece karın ağrısı olsa içeriz elbette bir ağrı kesici ama çok mutsuz, çok halsiz, çok gergin oluyoruz. sağlıklı birer kadın olduğumuz için ve evliliğimizde çocuk sahibi olabilmek için biz ergenliğe ilk adım attığımız yaşımızdan beri her ay kanıyoruz. tiksinmeyin, biz bunu zaten kendimize saklıyoruz, sizi muhatap etmiyoruz beyler.

0 kişi olaya son noktayı koymuş:

 
↑Yukarı