26 Şubat 2012 Pazar

aynı bokun laciverti

bir varmış bir yokmuş. memleketin birinde, trend olan ne varsa hemencecik benimseyen, ayakta uyutulmaya müsait gençler varmış. bir de bu gençler kendilerini herkesten farklı zannederlermiş. böyle hep bi marjinal olma çabaları varmış, hep kendilerini çok farklı, sistem sistem diye çığırdıkları zımbırtıdan kurtulmuş zannederlermiş. hayatı olması gerektiğinden daha fazla abartıp, kendi küçük hayal dünyalarında ürettikleri sorunlarla yaşarlarmış. sonra birileri çıkıp bu sorunlara çeşitli bilimsel adlar takar, bu gençleri böyle böyle kategorize ederek tek bir sınıfa sokarmış. gençler de kendilerini "çok farklı oldum yeaaa" diyerek bi halt zannederlermiş.
herşeyi çok abartrmış bunlar, abartılı davranışları da kendilerini doğal olmaktan alıkoyarmış. bir kitap çok gündemdeyse hepsi sosyal medyada kitapla ilgili alakalı alakasız yorumlar yaparmış. bir film çok gündemdeyse, izler izlemez hemen facebook profiline o filmi ekler, bir de yorum yaparlarmış. aynı müziği dinler, dinlemese bile dinler gibi görünüp, aynı tepkileri benzer cümlelerle verirlermiş. sevmeseler bile karalayarak reklam yaptıklarını hiç fark etmezlermiş. internet ortamında kendileri gibi düşünmeyenlere etmedikleri laf kalmazken, market kasasında poşeti açamayınca utanır, terler özgüvenleri yerle bir olurmuş. güncel olaylar hakkında fikirleri hep klavye başında olurmuş, asla tepki çekebilecekleri sosyal bir ortamda ağızlarını açıp tek kelime etmezlermiş. sadece kendileri gibi düşünenleri dinler, onlara hak verir ve sonunda "oo aşmışız biz abicim, hepimiz aynı şeye inanıyoruz" derlermiş.
twitter ya da facebook'ta "oo bak öyle large biriyim ki neredeyse kıçıma gül takıp gezcem" stayla takılır, toplumun tabu olarak gördüğü şeylere sırf popülarite uğruna dokunur ama gerçek hayatta ağzını açıp tek kelime edemezmiş. michael sikkofield'in de dediği gibi, "dedesinin yanında Allah, selin'in yanında Tanrı" dermiş bunlar, cool olmak için. sırf artistliğine ateist olurlarmış pek çoğu, ateizmle ilgili çok fazla fikirleri bile olmadan. olmak için olurlarmış pek çok şeyleri ve aslında inanmadıkları değerleri savunurlarmış. sırf popülarite uğruna. popüler olmak için canla başla uğraşırlarmış, fark etmezlermiş ama hep kendi karakterlerinden yerlermiş. sermayeyi tüketirlermiş yani, en sonunda da pek çoğu karaktersiz ve birilerinin istediği gibi kalıplaşmış insanlar olurlarmış. konuştukları konular, yedikleri yemekler, izledikleri filmler bile sistem dedikleri nanenin yöneticileri tarafından özendirilerek aynılaştırılırmış. onlar diğerlerinden çok farklı olduklarını düşünseler bile aslında her biri birbirinin aynısıymış. çok yazıkmış.
sırf artistliğine başkalarının değerli ve kutsal gördükleri şeylere hakaret-küfür edebilirlermiş. geçmişlerini, tarihlerini, cedlerini yargılar, eleştirir, onlara kara çalar, elalemin pop şarkıcısı ölünce kıymete bindirirlermiş. hayat hakkında en ufak bir fikirleri bile olmadığı halde sürekli birilerine ahkam keserlermiş. iki kitap okuyup üç film izleyince en ala entel olurlarmış. kültürlülüklerinden yanlarına yaklaşılmazmış. günlük hayatlarında iki kelimeyi bir araya getiremeyip cümle kuramayanları sözlüklerde trollük yaparak egolarını tatmin edermiş. içinde bulunduğu oluşumun karşıtındakileri genelde "cahil, yobaz" diye eleştirirlermiş. onların düşüncelerini eleştirecek iki kelimeleri yokmuş ki, biri onları bozduğunda daha da saçmalarlarmış. bilmedikleri şeyleri öğrenmektense bilgi sahibi olan kişiyi sinirlendirerek konuyu kapatmayı seçerlermiş. aynıymış bunlar, aynı bokun lacivertiymiş.
sistem dedikleri şeyin farkında olmadan ellerine verilen küçük sistem oyuncaklarıyla idare ederlermiş. onlara anlatılan bütün masallara inanırlar, kahraman gösterilenlere taparlarmış. bireyselleşmekten tek anladıkları bencilleşmekmiş. onlar, kitle haline getirilmiş, uyutulmuş koyunlarmış ve oluşturdukları kitle içinde bencilleşerek bireyselleşebileceklerine inanırlarmış. X'in düşündüğü şeyi kendi düşüncesiymiş gibi sahiplenir, hiç sorgulamazmış, kendi ahlaki değerlerine uyup uymayacağına bakmazlarmış. ancak Y çıkıp ta X'in tam zıddını düşündüğünü ifade ettiğinde X'in holiganları Y'ye saldırırmış. tabi Y'ninkiler de X'e. sonra bu holiganlar arasında çatışma çıkarmış, bu kaosa dönermiş. böyle dönme dolap gibi oldukları yerde döner durur, kendi aralarında paslaşırlarmış yalnızca. birlikte hareket ettiklerini düşünürken, aslında farklı noktalardan hareket ederken yan yana geçtiklerini fark etmezlermiş. onlar çok küçükmüş, büyüyünce çok büyük fikirlerin hizmetinde olduklarını anlatacakları için çok böbürlenirmiş. yazık, çok gençlermiş.
kendi ülkesinin ürettiği sanatsal değerleri birer sanat otoritesiymişçesine eleştirirken, başka milletlerinkini yere göğe sığdıramazlarmış. bunlar hiç yerli malı haftası kutlamamış gençlermiş. siyasetten anlamasalar bile anlıyormuş gibi görünürlermiş, ancak pek azının siyaset muhabbeti dinlenirmiş. 1000 tanesinin içinde 10 tanesinin gibi. marjinal olmak için şekilden şekile girerlermiş. dayatmadan kaçtıklarını iddia ederken dayatmanın alasına yakalanırlarmış, sonra da hallerinden memnun olurlarmış. çok küçüklermiş daha, büyüyünce belki de bu hallerine "saçmalık" diyeceklermiş. yahut da, "ben gençken, çok değerli ideolojilere hizmet verdim" diyeceklermiş. hem de o ideolojinin sahibinin hiç umrunda bile olmadıkları halde.

0 kişi olaya son noktayı koymuş:

 
↑Yukarı