cherry, vişne kokusu seven, vişne kokan, çok gülen, içinden üzülen, içinden ağlarken gözbebeklerinden gülebilen, durum kurtarma gerektiğinde ilk aranan, sır saklayan, sır sahibi olan, az ama öz denecek kadar dost sahibi olan, az buçuk sima ile olsa bile tanınan, gerçekten istediği ve hayal ettiği şeyleri içinden fısıltıyla listeleyen bir kız. mutsuz zamanlarında bastığı toprakla dertleşen, keyfi yerinde olduğunda, senelerce erkek evlat isteyip te en sonunda erkek evlat sahibi olan adamın kahvehaneye girip "herkese benden çay" dediği gibi, etrafındaki herkese bolluk ve neşe saçan, birinin sırrına şahit olduğunda ölümüne susan, son derece hayalperest, kurduğu hayalleri gerçek sanacak kadar aklı havada bir kız. hayatta en nefret ettiği insanlar, içinde bulunduğu durumdan kendi çabasıyla kurtulmak yerine başkalarından sürekli yardım dileyen, sürekli halinden şikayet eden, yuva yıkacak kadar büyük dedikodular yapan, Allah'ın ve çocuğunun üstüne yalan yere yemin eden, söylediğinin arkasında durmayarak inkar eden, küçücük sorunları gözünde büyüten zavallı kişiliklerdir. kendi hayal dünyasında yaşamayı tüm bu insanların arasında yaşamaya yeğ tutar, bazen kimseyle derin sohbetlere girmez, gözleri yüzlerce insan arasında hep belli başlı kişileri arar, Türkçeyi düzgün konuşamayan insanlarla sohbet etmekten hiç hoşlanmaz.
bir masalı var cherrynin, masal hep aynıdır ama başkahramanı bazen değişir. olayların ilerleyişi aynıdır ama karakter tepkimeleri her yeni kahramanın kişilik özelliğine göre değişir. çeşitli kod adları vardır kahramanların, masallarda asla isimle yer almazlar, ama bunlardan da asla haberleri olmaz. gece yatağa uzandığında cherry, uykuya mümkün olduğunca direnip başlar masalını içinden fısıltıyla anlatmaya, bir önceki gece nerede kaldıysa oradan başlar. herkesin içinde bir şehrin kişiliği vardır aslında ve o kendi şehir efsanesine can vermek umudundadır. efsane olarak kalmasındansa, tatlı bir hatıra veya ölene dek sürecek tatlı bir hayat olmasını ümit ederek. imkansızı değil, aslında olabilecek şeyin masalını anlatır. peri kızları yok şu anki masalda, keloğlan, uyuyan güzel, yedi cüceler de yok. bir cherry var, bir mavi-yeşil. ha bir de kötü kalpli bir büyücü var, her bölümde sarfettiği onca çabaya rağmen yenik düşen, kovulan ama sonraki bölümlerde yine ortaya çıkan, siyah pelerinli, normalde çok çirkin ama istediği zaman afet-i devrana dönüşebilen kötü kalpli büyücü. uykuya dalasıya, masalın, hayalin yerini rüyaya teslim edesiye kadar mavi-yeşille kâh barışık, kâh küs, kâh mutlu, kâh aşık bir masal yazar kendine. evvelden beri yoktu mavi-yeşil, şimdiki başkahraman o, onun masalı ne kadar sürecek, bilinmez.
elinin altnda olan adamlara yer yoktur cherrynin şehir efsanesinde, ellerinin arasından kayıp gidebilecek adamlar olur hep başkahraman. bugün varsa, yarın yokmuş gibi, bugün varlığını hissediyorsa, yarın kocaman bir boşluk bırakacakmış gibi, hem çok sevecekmiş hem de çok üzecekmiş gibi. "bugün" olan her gün varolup, yarına çıkmayacakmış gibi. hastalıklı bir ihtiyarın her an son nefesini verebilme ihtimali gibi. hırıltılı, kesik kesik, acıtan, sancıtan ama ihtiyaç duyulan bir soluk gibi. zaten böyle adamlar yakışır efsanevi masallara. cherry de kendi içinden anlattığı masalına böyle adamları seçecek elbette. belki gerçek olacak masalı, belki evvel zamandan kalma bir şehir efsanesi olarak, başkasından duymuş gibi anlatacak insanlara. bilinmez, bilinmeyecek de. belki mavi-yeşil prensle bitecek masal, dolacak miladı. belki de mavi-yeşil prens yok olacak ortadan, cherry kendisine başka bir başkahraman seçecek, günler, zamanlar geçecek ve bu masal gerçek olmaktan vazgeçip kimsenin bilmediği bir masal olmakla yetinecek.
6 Kasım 2011 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 kişi olaya son noktayı koymuş:
Yorum Gönder