21 Kasım 2011 Pazartesi

velhasıl kelam, dünya ölümlü...

yeni mi geldi aklına dünyanın ölümlü olduğu derseniz, hayır hep aklımdaydı. ama işte bugün yarın diye diye, bu konuda oturup düşünmeyi erteledim hep, ölümlü dünyada bunu bir an olsun düşünemeden ölüp gidebileceğimi hesaba katmadan. arada aklıma geldi, gencecik arkadaşlarım öldüğünde, ailenin yaşlılarından biri öldüğünde veya bir akraba bir aile dostu ani bir şekilde hastalanıp ölüverdiğinde düşündüm ama bu derecede uzun uzadıya evire çevire kendimi sorguladığım hiç olmamıştı. ha bakın, aldığım her ölüm haberinden sonra kendi kendime bir takım kurallar koydum mesela; madem ölüp gideceğim en sonunda, olur olmaz canımı yakmama değmeyecek hiçbir naneyi kafama takmayacağıma karar verdim.
tek kuraldı bu, alt maddesi olarak da "ben üzüleceğime onlar üzülsün" dedim ve ekledim "hiçbirşey yapmamak için herşeyi yaparım" sözünü, hayatımın özlü sözlerinin arasına. derin aslında, canımı sıkan şeyleri daha da kurcalamamak için herşeyi yapmaya başladım. yani bir bağlamda birşeyi yapmamak için kendime hakim olmak manasında, herbirşeyi yaptım, biraz. eh güzel oldu, uzunca zamandır hiçbirşeyleri dert etmiyorum kafama, dert edilmeyi hakedecek durumlar haricinde pek tabii. o kadar da olsun, duyarsızlaşmanın da manası yok, tamam incir çekirdeğini doldurmayacak şeyleri mesele etmeyelim ammaa, hakeden mevzuya da hakkını verip üzülelim. tabi, dünyaya bir daha gelmeyeceğimiz kısmını da hesaba katarak.
hadi üzülmeleri stresleri sıkıntıları aştık da, peki ağzımı aça aça, şöyle ballandıra ballandıra, söylemelere doyamayaraktan sevdiğimi söylemek istediğim insanlar? peki, sevgimin farkında olup ta söylemediğim insanlar. hâl böyle olunca, sabah aç karına bu kadar derin mevzular can bulunca beynimde herkese sarılmak istedim. normalde çarşıda günaydın demediğim insanlara bile kocaman gülümseyerekten günaydın dedim, hayırlı işler dileyerek. birkaç esnaf abi anlayamadı durumu, ona mı dedim diye baktı emin oldu, bazıları da tatil yaramış bugün pek keyiflisin dedi, bazıları da aynen beni aynalayarak kocaman gülümsedi.
gülümseyince ne oluyor be man kafa demeyin gençler, ben sabahları pek aksi olurum normalde ve samimi olmadığım insanlar dışında pek fazla kimseye günaydın demem. 5 senedir bu durum her gün tekrar ediyordu, adamlar şaşırmakta haklı o yüzden. ne var biliyor musunuz, yarın yaşayıp yaşamayacağımız bir hayatta, "amaaan şimdi sevdiğimi söylersem şımarır poposu kalkar bunun" diyerek ertelemeyin sevgi sözcüklerini. şimdi böyle yazmışım diye de, aslında kız haklı be diyerekten, halihazırda birinin aramanız için gaz vermesini beklediğiniz o eski sevgililere de mesaj atmanın, onları aramanın da alemi yok. bırakın o telefonları, onların poposunu kaldırmanın pek bir gereği olduğunu düşünmüyorum. sevgi kelebekliğini de abartmayalım ama sevgimizi hakettiğini düşündüğümüz herkese de bi "seni seviyorum kuzum" demeyi ihmal etmeyelim. hadi hepinize kocaman sarıldım, öptüm sizi. gelin olum, sarılalım!

0 kişi olaya son noktayı koymuş:

 
↑Yukarı