30 Ekim 2011 Pazar

herkes herkessiz yaşayabilir!

bugün aklıma takıldı, boş durduğum her saniye de bunu düşündüm iş yerinde, "sensiz yaşayamam" dediğim pek çok kişi hayatımdan çıktıktan sonra yaşayabildim, kendi kendime bugün "bak yaşanabiliyormuş işte man kafa!" dedim. aynı şey "sensiz yapamam" dediğim kişiler için de geçerli, yapabildim, yapabiliyorum. tıpkı onlar olmadan da yaşayabildiğim gibi. enteresandır, insan çok sevdiği birini kaybedince, sevgilisinden ayrılınca ya da çok yakın bir dostuyla yollarını ayırınca, o olmadan hayattan zevk almayacağını düşünür. hep bu yüzden de "sensiz yaşayamam" "sensiz olamam" "sensiz yapamam" gibi, gidenin egosunu galaksi kadar şişiren, kalanı da zavallı, aciz, bitik kılan cümleler sarfeder. BOŞ YERE! evet, boş yere diyorum çünkü o insan hayatından çıktıktan sonra üzülüyorsun bir süre, tamam çok canın acıyor ama onsuz yaşayamayacak duruma gelmiyorsun. en basiti, bağların koptuğu günün gecesinde yatakta uyurken ani bir şekilde ölmüyorsun. ağlıyorsun, uyuyamıyorsun falan ama, en sonunda unutuyorsun. hayatın kanunu bu.
bana bensiz yaşayamayacağını söyleyen birkaç kişiden ötürü biliyorum bu egonun şişmesinin nasıl birşey olduğunu. adam orada bana bensiz yaşayamayacağını belirten cümleler kurarken ben alaycı alaycı bakıyorum yüzüne ve sadece "üzülme, herkes herkessiz yaşayabilir" diyorum. o da "öyle değil işte" diyor ve ben sıkılıp gitmem gerektiğini çok işimin olduğunu söyleyerek uzaklaşıyorum. ama, hakikaten içimden kahkahalar atıyorum çünkü ben o olmazsa yaşanılamayacak kişiyim, ben çok önemli ve özelim. haha, bu ne küstahlık değil mi? gelelim "herkes herkessiz yaşayabilir" cümlesine, o anda alaycı söylüyorum, "evet mısır püskülüm, gerçekten bensiz yaşayamazsın ama bu aptal cümleyi de sırf teselli olsun diye kuruyorum zaten" der gibi bakıyorum adamın gözünün içine ve zavallım korkarım hakikaten bensiz yaşayamayacağını düşünüyor zaten doğal olarak o anda. ne kadar ukalayım değil mi? ama gerçekten canlarım, herkes herkessiz yaşayabilir, yaşıyor da pek tabii.
neden kendime en başta MAN KAFA dedim söyleyeyim mi? defalarca "sensiz yaşayamam" cümlesini duyup, kendimi evrenin tek hakimi ve o insanın nefes alma şansı gibi hissettikten sonra, onsuz yaşayabileceğimden, hatta belki daha da iyi olarak yaşayabileceğimden emin olduğum onlarca insana aynı zırvayı ben de yaptım çünkü. doğal olarak kendimi aciz, ezik, zavallı durumuna düşürdüm. YOK YERE! yok yere diyorum çünkü, en baştan beri yüzlerce kez söylediğim gibi herkes herkessiz yaşayabilir. bir süre üzülüp sonra normal hayatıma geri döneceğimi bile bile, mevzu bahis olan kişinin de tarihin tozlu sayfalarına gömüleceğini bile bile, azıcık acı çekmekten yüksündüm, gittim kendimi rezil hallere soktum. halbuki kısa ve net olarak "evet sensiz de yaşayabilirim ama, sen olsan güzel olurdu hani" türünden, ne şişi ne de kebabı yakacak güzel cümleler de var elbette. yapmayın kuzular, bağları koparttıktan sonra sizin ne halde olacağınıza aldırmayan insanları gözünüzde pireyi deve yapmak misali büyütüp, kendinizi ezecek, alçaltacak cümleler kurmayın. kendisini dev aynalarında görürmüş gibi büyük, ulu, yüce hissetmesine ve sizi hakir görmesine izin vermeyin. zaten sizin ne durumda olacağınızı düşünse kopartıp atmazdı bağları, bir de durduk yere kendisini yaratılışın tek doğrusu, tek mükemmeli hissetmesini sağlamayın olur mu?

2 kişi olaya son noktayı koymuş:

Adsız dedi ki...

öyle mi

wodka dedi ki...

aynen öyle adsız kardeş :)

 
↑Yukarı