hayatta en nefret ettiğim tiplerden biri de kendisini ispatlamak için başkalarının saflığından yararlanan çakallardır. bu tipler genelde bir taraftan haksızlığa uğramış gücendirilmiştir, kendisine sahip çıkan ilk az biraz güç sahibi saftirik vatandaşı da "yürü yiğidim, arkandayım aslanım" gazını vermek suretiyle kullanarak kendisini ezen tarafa aslında önemli biri olduğunu kanıtlamaya çalışır. biraz karışık oldu değil mi? yani, kendisini kanıtlamak için başka birinin gücünden faydalanır. o kadar profesyonelleri var ki ve o kadar arsızlar ki yaptığını fark edebilmeniz için gözünüzü çok iyi açmanız şarttır. insanları gözlemlemeyi sevdiğimden bu vakalara alışığım, uyarmak isterim kullanılan şahsı tabi ama sonra onlar yine iyi olunca benim kötü olma durumum olur, hiç uğraşamam. yani ne yapalım o da o kadar süzük olmasaymış değil mi?
bir de insan kullanan tipleri sevmem. bunların kendilerini ispatlamak gibi bir niyeti yoktur, yiyeyim içeyim, gezeyim eğleneyim ama beş kuruş ödemeyeyim arkadaşım/sevgilim ödesincidir bunlar. daha bugün üşenmeyip rusyadan manita yapmış bir ağbimle konuştuk bu mevzuyu. mesele aslında bizim türk kızlarına geldi dayandı. şimdi bu ağbimin sevgilisi ayda bir kez Türkiyeye geliyor. e tabi uçak bileti parası falan bizim ağbiden çıkıyor doğal olarak. dedim ki;- ağbi ne gerek var bu kadar masrafa yahu, batarsın vallahi. yemesi içmesi gezmesi ayrı, bi de bilet parası veriyorsun.
+ wodcum canım, inan bundan önceki sevgilimin aylık masrafı bana 2000 tl falandı.
- yuh ağbi, naptın sen yahu?
+ ne sandın ya, hatun her gece gezmek istiyor, kıyafet dedin mi en markalısı, yemeğe gittin mi en lüks mekan, ne sandın sen?
- ee ağbi, bu bişey istemiyo mu gelince ya da ne bileyim geziyosunuz falan neticede.
+ yok be kızım, bi hafta kalıyosa iki gece çıkıyoruz dışarı, ben işteyken evde oturuyor zaten, alışveriş yapalım diyorum iki parça alıyorsa üçüncüyü ben zorla aldırıyorum.
- iyiymiş o zaman.
şimdi burada direkt "türk kızları adamları kullanıyor, ruslar çok edepli adaplı" demiyorum bakın cicişler. her millette kullanan cinsi var, maddiyatçı cinsi var. onların çıkarcısının yanında bizim kızlarınki sıfır kalır ki onlar da zaten hep para babalarıyla takılır. hey allahım hatunlara fizik vermişsin tabi, ne isteseler şıppadanak olur. ama işi bir bütün olarak düşünürsek yok annem yav, her istediğime o şekilde sahip olacaksam hint fakiri olayım, asgari ücretle çalışarak yaşayayım daha iyi. bana ters o mevzular neticede.
her neyse konuyu saptırdık, esas mesele o değildi. şimdi kızlar bana bakın bi, adamlarla yemeğe gittiğinizde gözünüz bir mantarlı tavuğa dünyanın parasını ödediğiniz yerlerde olmasın. yahut da kahve içmek için illa ki starbucks ya da gloria jeans'a gitmek zorunda değilsiniz. adamı "ay bi bakıp çıkalım" diye 3 stadyuma bedel alışveriş merkezlerine götürüp, mağazalarda çılgınlar gibi gezip beğendiğiniz herşeyi "ayyy aşkııaamm bu çok güzel di mi? bana da çok yakışır yae" demek suretiyle şımarıklık yaparak adama aldırmayın. siz ağzınızı yaya yaya şirinlik yaptığınızda "ay ne şirin sevgilim var dur alayım şunu" demiyor adam, "ulan ne çıkarcı karısın mikrop" diyor. hani bilin de üç kuruş için rezil olmayın durduk yerde. hiç alemi yok böyle şeylerin.
ha tabi gittiğiniz her mekanda hesabı siz ödeyin, kendinize alışveriş yaparken adamın gardrobunu da yeniden düzün de "bonkör kız" olun demiyorum bakın. sadece alışverişinizi kendiniz yapın, arada sırada gittiğiniz mekanda hesabı siz ödeyin ki adama jest olsun. bir örnek daha vereceğim kendimden bu kez. bakın anlatıyorum;
yaklaşık dört yıl kadar önce, başımda kavak yelleri eserken yakup adında biriyle tanışmıştım. adam yakışıklı, harbi yakışıklı şimdi ama bi huyu var ki evlerden ırak. görseniz nasıl süslü, nasıl cool anlatamam. kahve içelim dedi bigün, tamam dedim içelim. gittik kahvelerimizi içiyoruz, bu demez mi "aa kahveler senden bak" tamam dedim eyvallah. neticede hepi topu 20 lira için kendime laf söyletemem yani. o akşam belki parası yoktur diye ısmarladım, bu ertesi sabah bildiğiniz ödemeli arıyor. olabilir dedim kontörü yoktur belki. aradım bunu, demez mi "hadi bu akşam bana tatlı ısmarla" durdum düşündüm, çok afedersiniz enayi mi yazıyor alnımda. paran yoksa bana emrivaki yapma ve o kahveyi içme tatlıyı yeme arkadaşım. ne zaman ki ben ararım "yakupçum gel tatlı ısmarlayayım" derim eyvallah. işim var dedim salladım. sonra ertesi gün bi daha ödemeli aradı, aramadım geri. sonra bi daha, yine aramadım. yani adam süslenip giyinip kuşanıp gezecek diye eğlence, yeme içme masrafını da ben karşılayacak değilim hani.
yani demem o ki, bu durumun bi ortasını bulmak lazım. tek tarafa yüklenip onun üzerinden asalak gibi geçinmek hiç hoş değil neticede. anlamıyor sananlar varsa yanılıyor, karşı taraf çok net anlıyor da pek çaktırmıyor. sonra de en olmadık zamanda hoop ilişki bitiyor. o yüzden biraz empati yapalım ve "bana biri bunu yapsa nasıl olur acep?" diye düşünelim olur mu? bu akşamlık bu kadar, herkesi kocaman öptüm iyi geceler.
0 kişi olaya son noktayı koymuş:
Yorum Gönder