22 Ocak 2012 Pazar

"bak ta azıcık insanlık öğren wod" dedi bana

dün gece resmen "düşman" bellediğim bir insanın iyiliğiyle ezildim gençler. bakın anlatayım durumu. şimdi benim çok yakın bi arkadaşım ünlü bi pastanede kasiyer. dün izinliydi, iş çıkışı buluşalım dedik. elifin işyerine uğrayıp halletmesi gereken küçük bi iş varmış, gittik beraber. dedim kuzum sen git, ben sigara içilebilen bölümde oturup seni bekliyorum. hayır 10 dakika sürecek bi iş olduğu için önemsemedim soğuk havayı falan, oturdum bekliyorum. büyük patronlarının da dün gece geleceği tutunca, işi biraz uzadı bizimkinin. yaklaşık bi yarım saat falan bekledim.
bu arada dışarıdayım, soğuk hava ama içeri girmemekte direniyorum, "nasıl olsa çıkıcak şimdi yaa" diyerekten. bunların gıcık bi müdürleri var adı tolga, kendisiyle yazdan beridir konuşmuyoruz biz. ufak bi sorun yaşadık, ben kıl kaptım adama selamı sabahı kestim kısacası. hoş onun da pek umrunda değil. neyse, boş zamanlarımda tolganın dedikodusunu yapmak, tolgayla dalga geçmek en büyük hobim oldu. adamdan nefret ettiğimi herkes biliyor, kendisi de hakkında söylediğim her kelimeden haberdar bundan eminim.
dün gece ben oturup elifi beklerken, sigara üstüne sigara yakarken ki beklemeyi hiç sevmem ama işte elden bişey gelmez kızın o meseleyi halletmesi lazımdı, birdenbire yeni başlayan garsonlardan biri salep getirdi bana. elif te arkasından geliyo, allah allah dedim bu kız salep gönderse ilk başta gönderirdi, zaten şimdi kalkıp venezia'ya gidicez. e ben de salep ya da başka bişiy istemedim eminim yani. ben bunları düşünürken garson geldi yanıma, elif te arkasında. sordum çocuğa "iyi de ben salep istemedim ki nerden çıktı bu?" diye. orda bombayı patlattı "tolga bey gönderdi size" diye. git sor diycektim emin miymiş yanlışlık olmasın. adamla birbirimizden o kadar nefret ediyoruz ki, anlam veremedim açıkçası. yani birimizin başına bişey gelse diğerimiz biscolata pia dağıtır eşe dosta mutluluktan, o derece.
elif te yanımda gülüyo bana. "naaann allah kahretmesin adam iyiliğimle ezerim seni pis ezik demiştir içinden" dedim, ama nasıl gülüyoruz. tabi tolga da içerden bizi izliyo, bu şimdi geldi aklıma, o sıra bunu akıl edememiştim. zaten güldüğümüzü görünce "yaranılmaz bu mikropa, nalet olasıca pislik" demiştir kesin. elif "iç bak ayıp olur şimdi" dedi, içtim salepi ama bi yandan da elife sövüyorum "allahın belası daha erken halledemedin şu işi bak ne hale düştüm, tolga bunu yapacağına döveydi öldüreydi daha iyiydi" diyerekten. tabi bi de olayın teşekkür etme kısmı var, girdim içeri "tolga teşekkürler salep için" dedim, mecburen. e medeni insanlarız neticede, teşekkür etmemek te tam öküzlük olurdu hani. ne bileyim ben, bilsem elifin işinin bu kadar uzun süreceğini kendi salepimi kendim söylerdim, tolga efendiyle de yüzgöz olmaya gerek kalmazdı gibime geliyor. adam resmen "iyi niyetimle ezerim seni pis cadı, bak ta insanlık öğren azıcık" demiştir içinden. çok kötüüüü...
sonra gittik venezia'ya ama nasıl gülüyoruz. te allaamm ya, gülmekten doğru düzgün konuşamadık kızla, zaten hava soğuk, malum sigara içenlere de ezik muamelesi yapılıyor bu memlekette. sigara içmeyenler her mekanda sıcacık misler gibi oturuyor, bizler de ezik gibi kış bahçelerinde polar şal ve ufoyla ısınmaya çalışıyoruz. kaldı ki venezia'da ufo bile yoktu. tamam kahveleri çok güzel, mekanı seviyorum en önemlisi işletmecileri çok tatlılar ama ufo şart yani bu kış ayazında. sevgilisi gelince "hadi yemeğe gidelim çok açım ben" dedi, ben de zaten üşümüştüm bi de aç değildim fazla "siz beni eve bırakın ben tokum" dedim, geldim evime.
şimdi yarın bu tolga artistiyle karşılaşmak ta var anasını satayım. ben her öğlen oraya gidiyorum da yemeğe, tost börek falan yiyorum ama maksat elifi görüp iki kelime muhabbet etmek. selam vermeme gerek yok di mi canlar? yani bence olmaması gerek te. her neyse, çok da önemli değil. yıllık izinime bir hafta kaldı, elif dün akşam "izine çıktığın hafta cuma günü sabahtan buluşup bişiyler yapalım" dedi. hayır, sevgilisi elif ve ben buluşucaz yani. hayır hayatta en nefret ettiğim şey bir çiftin yanında üçüncü kişi olmak. öyle sap gibi elinde telefonla geziyorsun yanlarında. kızla doğru düzgün dedikodu bile yapamıyorsun çünkü bi erkek adı geçse sevgilisi radarları açıyor hemen "kim o, elif nerden tanıyor?" diye. mecburen onların mutluluklarını izleyip "ayrılsanıza nan siz, nefret ediyorum mutlu çiftlerden" diye geçiriyorum aklımdan. neyse bakalım bi güncük katlanıcaz bu duruma, umarım seçkin abinin işi toplantısı falan çıkar da biz de elifle kız kıza takılırız. ne diyem artık. hadi öperim herkesi kocaman, gelin bi sarılayım nan :) kalp.

0 kişi olaya son noktayı koymuş:

 
↑Yukarı