18 Şubat 2012 Cumartesi

hükmen mağlubum ki bu konuda

eğri oturup doğru konuşmak lazım değil mi? şimdi o zaman şu sıralar canımı çok acıtmakta olan şeyi eğrisiyle doğrusuyla bi ele alayım. hani anlatayım aslında kafamın içini yiyip duran böcekleri. durum şöyle aslında; ben aşık oldum. aşık olduğum adam da bana aşık oldu. bunda ne var değil mi? ne güzel bişey aslında. çok güzel bişey aslında, çünkü ben farkettim ki bu güne kadar hiç aşık olmadım. yani, tabi ki hayatıma giren birileri oldu ama burnumun dibinde oldukları halde onlara aşık olmadığımı keşfettim. işte o dakika "eve gidince ara beni" diyen adama neden "sanki askere gidiyorum yahu, ne olucak, aramasam ne çıkıcak" yanıtını verdiğimi anladım. ben o adama aşık değildim ki, ona neydi benim eve gidip gitmediğimden. istersem pekala ölebilirdim ve bu onu ilgilendirmezdi.
konumuz bu aşık olduğum adam aslında. şimdi belki abuk gelicek ama biz bi sözlükte tanıştık. kaynaştık, arkadaş olduk, hemen her akşam konuşur olduk, sonra onun doğumgününü kutlamak için bi blog hazırlarken aslında bu adama karşı hissettiğim şeyin çok da dostça olmadığını farkettim. sonra kendi hissettiklerimden korktum ben, olmaz ki dedim kendi kendime, olmaz çünkü bu adam ankarada yaşıyor. bense bursada. sonra bu adamın da bana aşık olduğunu öğrendikten sonra daha bir korktum. bu seferki korkumsa "ya bir gün ayrılamayacak kadar seversem onu" korkusuydu. sahi ne olurdu? tut ki evlenme kararı aldık, ulan anneme ne diyeceğim, babama ne anlatacağım. kardeşime nasıl söylerim. yahu ben burayı, ailemi bırakıp ankaraya nasıl giderim? gidemem ki, bende o cesaret yok ki. bende babamın karşısına geçip "ben ankaradan biriyle evleneceğim" diyecek güç yok ki. adam kalp hastası, abi adama bişey olursa hayat boyu bunun vicdan azabıyla yaşanmaz ki.
tüm bunları düşünüp dururken, geceleri uyumazken, sevgililer günü geldi çattı. akşam tatlı tatlı konuşurken msnde, dedim buna ben ankaraya gelemem diye. konuştuk falan, baktık olacağı yok yolları ayıralım o zaman dedik, ayırdık. bütün gece uyumadım biliyor musun? sabah kalkar kalkmaz, çarşamba sabahının 9unda anneme anlattım. tanıyın birbirinizi bakalım dedi kadın ama zaten o arada tansiyonu fırladı, anladım. sonra bu adama mesaj attım, aradı, konuştuk, hiçbirşey yokmuş gibi devam ettik. ama işte şu kör olasıca iç sesim susmadı susmadı. aynı ruh hali bende devam ediyor, karmakarışığım, babamı görünce kardeşimi görünce üzülüp duruyorum. annem zaten 3 gün şekeri tansiyonu yüksek vaziyette hasta hasta gezdi. her halinden belli kadının aslında bu durumdan hiç hoşlanmadığı. şimdi dersen "wod, kızım 3 ay sonra 24 olucaksın, bebek misin sen, kendi kararını kendin ver". öyle değil işte o iş be canım, ben bugüne kadar annemin hoşlanmadığı biriyle arkadaşlık dahi etmedim biliyor musun? hani anormal derecede bağlıyız biz birbirimize aile olarak, onların ne düşündüğü benim için çok önemli.
biliyorum ki bu adam da ankarayı bırakıp bursaya gelmez olası bir gelecek planında. gelemez, çünkü onu da oraya bağlayanlar var. aynı zamanda hem bunu bile bile onun gelmesini isteyemem, bu konuda ısrar edemem yapımda yok, hem de yapmadığım birşeyi onun yapmasını bekleyemem. bir de içimi en çok acıtan, sevgililer günü hediyesi olarak bana kitap yazmış olması. hayatta aklıma gelecek en son şeylerden biriydi, anlatamam o duyguyu. her neyse işte hal böyle olunca, adama diyemedim tekrardan sen gelsene diye. yapamadım abi, yok işte olmadı.
bir de ne var biliyor musun, kendimi iyi tanıyorum ben. potansiyelimin farkındayım yani. yarın bir gün tut ki evlendik, gittim ankaraya ve ben ordayken burda aileden birine bişey oldu, yetişemedim, gelemedim tut ki, adamın ömrünü çürütürüm senin yüzünden geldim buraya diye. al sana "ben bu manyakla niye evlendim ki, bunu sevdiğim gün aklım nerdeydi" pişmanlığı, al sana mutsuzluk. hani o durumda evlat olsam sevilmem bak, o kadar söyleyeyim. öte yandan, tut ki hiçbirşeyi hesaplamadan çıktık bu yola, aradan uzunca zaman geçince, biz iyice birbirimize bağlanınca, esirikliliğim tutar da yine burdan gidemeyeceğimi anlarsam, al sana daha çok can acısı. her iki taraf için de. ha şimdi canım acımıyor mu? elbette acıyor, çok fena hem de. ama bilirsin, ekmek bıçağıyla parmağını hafif kesince olan can acısı ayrıdır, parmağını kopartınca olan can acısı. anlatabildim mi? yani sanırım ben her ihtimali düşündüm.
eğer ki dersen "böyle ihtimalleri düşünüp, olumsuz sonuçları göz önüne alınca ne geçti eline, hani belki üç beş ay ya da daha fazla mutlu mesut yaşardınız." o iş öyle değil işte canım bak. dedim ya, daha çok bağlanırsan daha çok acırsın. sonuçta ben her şekilde cesaretsizim, her şekilde hükmen mağlubum bu konuda. hani kendimi geçtim de, ona yazık etmeye hakkım yok. o yüzden akıllı olmalıyım, akıl başta gönül aşkta, ikisi bi arada olmuyor, yürümüyor.
böyle işte, canım sıkkın, mutsuzum, keyfim yok ve bu sefer bir sebebim var.
şimdi git kendine bi kahve koy kızım wodka, sert olsun.
öperim herkesi, sevgiler. bu arada, o da beni affetsin, şu an olmaz belki de, aradan epey zaman geçince dostça bi selamlaşma olur belki.

8 kişi olaya son noktayı koymuş:

Adnan DAn dedi ki...

:)) nan hele iş o noktaya gelsin derdine bak ya.. daha işin basında evlenme filan dio.. döferim seni çocuk hee

wodka dedi ki...

öyle oldu valla adnan beyfendiciğim napalım kısmet :))

Adnan Biyfendi :Pp dedi ki...

şimdilik hissettiklerinin keyfine bak.. sorunlar önüne çıktıkça, zamanı geldikçe çözülür bikerem.. önemli olan şu an mutlumusun onunla, çözümleri birlikte bulabilirmisiniz ilerde onu anlamaya çalış.. hala döfebilirim bilesin seni hee

wodka dedi ki...

adama iki kez aynı muhabbeti yaptım, üçüncüsünü kaldıramaz herhalde :) artık böyle kalıcak yapıcak bişey yok :))

Atnan dedi ki...

herşey tamı tamına yerli yerinde bir beraberlik yoktur.. e bu sekilde olanıda bulamazsın.. hayatı akısına bırak o yolunu bulur meraklanma.. bulamazsa bana sole gelip azini bununu kırim. olmadı ben kollarını tutarim sen tekme atarsin karnina karnina.. akıllanır o zaman..

sonuç.. uhmm.. sanırsam aile en önemli şey.. kararlarda ona uygun olmalı.. ama kendine ve karsındakinede birkaç şans vermek gerek..

ayrica bu soguk havaları hiiçç sefmiomm. yaz gelsin artık be.. :))

wodka dedi ki...

olanlar oldu artık, aynı kuruntularla adamın da sabrını tüketmeyeyim, biliyorum kendimi az çok :))

ayrıca havalar konusunda hemfikiriz, öldüm yahu soğuktan bu nedir yav :))

adinan dedi ki...

fotka garip bi sekilde döfesim gelio seni. nie bilmiom :Pp

ay bugun sabah beri sag avucum kasinio.. acaba piyangomu alsam nedir ne dersin he..

Bide yetenek sizsinizi seyrediom.. kendi kendime kızıom.. "yaf bitanecikmi insanın kabiliyeti olmaz be.. kazmasın ado kazmaaa" diom kendime.

bak daada yazmıcam.. siritma ordan sate döfesim gelio seni.. gittim ahanda..

wodka dedi ki...

dövme adnan beyfendiciğim dövme :))

 
↑Yukarı