25 Nisan 2012 Çarşamba

bahar yorgunluğu diyorlar

havalardan mıdır nedir bilemiyorum, nasıl yorgunum, nasıl böyle sürekli yatasım var anlatamam. ölüyorum akşam olsun da eve gideyim diye, resmen sürükleniyorum böyle. yürürken 70'lik teyzeler gibi mıymıy yürür oldum. konuşmaya korkuyorum, ağzımı açınca ne kadar yorulacağımı düşünüyorum. hava sıcaklığı desen doğan görünümlü şahin gibi. aldatıyor insanı resmen. ince giyinsem üşüyorum kalın giyinsem sıcaklıyorum. hadi hasta olmayayım diyerekten biraz kalın giyiniyorum, bu sefer de yaklaşık olarak 25 kilo terliyorum. şimdiden sıcaklıkla başım böyle dertte olduğu için de, ben mümkünse zamanı geri alıp hemen kasım ayına geri dönmek istiyorum. "ehehe akıllım ileri alsan da kasım'a gidersin" dediğini duyar gibiyim, hayır ileri almak istemiyorum. düşünsene kasım olunca yaşlanmış olucaz olm, niye ileri alalım durduk yerde di mi ama?
bahar yorgunluğu ne anasının gözü bişeymiş böyle ya. her gün vitamin alan biri olarak buna dayanamıyorum. henüz dinlenmenin bir yolunu bulamadım ben. yani normalde gece uyuyunca en azından sabah dinlenmiş vaziyette uyanırsın ya, yok bunda durum öyle değil. istersem 3 gün 3 gece deliksiz uyuyayım, uyanınca yine "offf çok uykum var olm ya" derim. uyumalara doyamıyorum resmen. aynı zamanda da böyle miskin, mıymıy, çekilmez bi insan oldum. hareket edecek halim yok. normalde iki dakikada yürüdüğüm yolu resmen 10 dakikada yürüyorum. sanki hayatımda hiç yürümemişim de, ilk defa yürüyormuşum gibi. inat gibi anasının gözü kadar işim oluyor. yok banka, belediye, muhasebe, ofis, mağaza derken canımdan can gidiyor resmen. tamam normalde de üşengeç bi insanım ama, hani telefonun tuşuna basarken acı çektiğim hiç olmamıştı doğrusu. bildiğin halim yok iki tuşa basmaya bile. parmak uçlarım bile yorgun!
insanın ruh haline de acayip ters etkisi var bu bahar yorgunluğunun. böyle mıymıntı mıymıntı gezindiğim için kendimi enerjik hissedemiyorum! hayır, bence mesele değil bu da, dışardan görenler "nooldu neyin var senin" modunda. gel de insanlara anlat işte bunu. "bahar yorgunluğu" desem, "bahane uydurma" derler. hayır yani inanmaları için acıklı yalanlar mı uydurayım ne yapayım ben bilemedim. hatta öyle bi noktaya geldim ki, en son bu akşam üzeri halil sezai'nin "sonbahar" adlı şarkısına eşlik edip kederleniyordum yine. sorsan ortada ne var diye, kocaman bi HİÇ. acı çekmek için ufacık bi sebebim yok. haftasonu gayet güzeldi, sevgilim burdaydı ne güzel zaman geçirdik. böyle bi haftasonundan sonra da "bahar yorgunluğu" sebebiyle böyle saçma bi hafta geçirmek hiç hoş değil açıkçası. içtiğim o vitaminler, içinde mineral var diye içtiğim sodalar hep faydasız. ya Allah'ım, bu bahar çok kastı galiba, yazı da atlayıp sonbahara mı geçsek napsak ha?

0 kişi olaya son noktayı koymuş:

 
↑Yukarı