8 Nisan 2012 Pazar

anne ben müzik tarzımı kaybettim

müzik konusunda oldukça kıl ve tutucu biri olduğumu keşfettim nan. yani tutuculuktan kastım "yeni" olanı hemen beğenemiyor, sevemiyor olmaktan kaynaklanıyor. ha elbette piyasaya yeni çıkan birinin şarkısı radyoda çalmaya başlayınca "tüüü kapat kapat şu radyoyu" diye çemkirmiyorum kimseye de, böyle özellikle fizy'de falan o şarkıyı arayıp dinlemiyorum. ya da ne bileyim "iyi müzik yapıyomuş bu da" diyemiyorum. kabullenemiyorum hemen.
mesela en son can bonomo'yu sevdim ben. gerçi can bonomoyu bu kadar gündem olmadan önceden de biliyordum da ne bileyim şimdilerde daha çok benimsedim. öyle oldu ki, kalkıp ta "ıyykk hiç güzel değil şarkısı bi kere" diyen kişinin ağzına vurmak isteyecek kadar sevdim mesela. hele hele can için bunu diyen kişi bir serdar ortaç hayranıysa ciddi ciddi sinirleniyorum. serdar ortaç dinlemem mi? dinlerim. ama dolmuşta falan mecbur kalınca. şarkı sözlerini anlamıyorum adamın. ya ben ciddi anlamda malım, algılayamıyorum, bağlantı kuramıyorum, ya da serdarın anlatım tarzında bi sıkıntı var. onu tam çözemedim ama.
mesela sibel can'ı da hiç sevmem. onu da mecbur kalınca dinlerim. yani o kadın da bana çok yapmacık geliyor mesela. bir insan her yaz "sibel can'ın şok diyeti" başlığıyla gündeme hoppadanak gelir mi? her yaz şok diyetlerle kilo verme mücadelesine girip te hiç mi zayıflayamaz amk. mantık hatası var bence bu kadında. nasıl bir ironiyse artık hatun her yaz diyette ve buna rağmen kilo ve-re-mi-yor! yani o kadar para bende olcak, madem "şok diyet vikvik" haberleriyle gündeme geliyorum ve zayıflayamıyorum gider yağlarımı aldırırım olm. neyse ki sibel can diyetine muhtaç olucak kadar şişman değilim. bir iki kilo alsam abur cuburu iki hafta kesmem yetiyor.
halil sezai'yi iki kez dinlemeye teşebbüs ettim. ikisinde de birazdan kocamı metresiyle basıcakmışım gibi acılı, hayata karşı inanılmaz öfkeli bir ruh haline büründüm. hani iki şarkı daha dinlesem kendimi sokağa atıcam "hepiniz beni kahrediyorsunuz" diye haykırıcam insanlara. bakkal bekir abiye gidip "neden senden aldığım her sigarayı gidip babama ispitliyosun ha neden?" diye yakasına yapışıcam, kahvede oturan adamlara "neden gecenin köründe bu gürültüyü yapıyorsunuz ya neden? yarın işe gidicem allahsızlar, sabah erken uyanıcam. tüm bunlar ekmek parası için yapılan şeyler. sussanız, evinize gitseniz nolur ha nolur hesap verin!" diyerekten çemkiricem diye korktum açıkçası. hacı tamam acılı bunalımlı şarkı yaparsın, biz de dinleriz ama bu nedir allasen? eskiden sabahları radyolar emre aydın çalardı acıklı acıklı içimiz dağlanırdı, şimdi bi de halil sezai efendi eklendi. yemin ediyorum sebebi bile olmadan, sırf dinlediğim şarkının kattığı keder yüzünden içimde yara çıkıcak. iflahı olmayan hastalıklara yakalanıcam, korkuyorum olm ya.
belli bi müzik tarzı olan biri değilim. hani derler ya "bana hitap eden bütün şarkıları dinlerim" işte bu cümlenin biraz daha detaycı halini yaşayan biriyim. mesela teoman'ın bütün şarkılarını dinlerim, keza feridun düzağaç ta öyle. çok moralim bozuksa açar deniz seki dinlerim ama asla müzik listemden "oturdum düşündüğğmm bir ağaç altındağğ melekler ağlıyorduuu sağımda solumdağğ" diye bi ezgi yükselmez. yani müzik dinlerken acı çekmenin de bi adabı var bence. saçmalamanın lüzumu yok.
tamam anlıyorum müzik yapmak, albüm çıkartmak istiyorlar. ama bence bi serdar ortaç'ın miladı doldu artık. dikkat edersen bütün şarkıları birbirine benziyor. hayır böyle aklına gelen saçma cümleleri küçük kağıtlara yazdı bi kutunun içine attı da, canı şarkı yazmak istediğinde rastgele seçip cümleleri alt alta mı yazıyor anlamadım. şu sözlere baksana bi dün gece dolmuşta çalıyodu "aşkım sende pek vaziyet yok/önden buldum başka bilet yok/çok zor güldün benden sonra/kalpten birine rastlamadın mı?" ne anlatmak istiyor serdar bu şarkıda, amacı ne, neyin peşinde ben çözemedim. ne bileyim, belki de benim bilmediğim bir dilde konuşuyordur.
tamam bak müzik kültürü süper olan biri değilim. ama dinlediğim şarkının iyi ya da kötü olduğuna karar verebilecek bi zeka seviyesinde olduğuma inanıyorum. ben zaman geçirmek, can sıkıntısı geçirmek için değil, keyif almak için müzik dinliyorum bi kere. ama gel gelelim magazin programlarındaki röportajlarında saçmalayan, sağa sola sataşan, bu yolla gündemde kalan şarkıcıların hayran kitlesinin çok olduğunu görünce sinirleniyorum. ciddi ciddi sinirleniyorum. müziğimizin git gide kalitesizleşmesi de cabası. yani bu gidişata bi çare bulunması lazım ve işe ilk önce serdar ortaç'ın albüm yapmamaya, şarkı sözü yazmamaya iknasıyla başlanmalı. ondan sonra da radyo dj'lerine sabahları emre aydın şarkıları, halil sezai şarkıları ve bunların türevlerini çalmamaları konusunda talimat verilmeli. mesela ayşegül aldinç çalsınlar, ajda pekkan çalsınlar negzel mis gibi.
şimdi bana "halil sezai candır" "serdar ortaç kral şarkı yazar" "sana ne sibel can'ın kilolarından" "emre aydın kalpkalp" demeyin, durduk yerde çemkirmeyin olm. ben serdar ortaç dışındakilere müzik yapmasınlar demiyorum, daha az acı çeksinler diyorum. herkese iyi pazarlar, kocaman öperim, sevgiler. kalpkalp.

0 kişi olaya son noktayı koymuş:

 
↑Yukarı