26 Nisan 2012 Perşembe

hadi yarın mutlu uyanalım

o sabah keyfin son derece yerindedir, gayet neşeli bi şekilde işe/okula gidersin ama mutlaka biri gelip keyfini kaçırır. hiç şaşmaz.
hayır, ben artık insanları anlamıyorum. gerçekten anlamıyorum. sabah olur, gayet keyifli uyanırsın, "bugün güzel bi gün olcak" dersin kendi kendine ve biri gelir, mutlaka o günün içine eder. bu genellikle sürekli negatif olan, sinirli olan patron ya da türevidir, bazen bi komşudur, arkadaştır. hayır yani, hiç mi insanın içinde "ya bari bugün mutlu olayım" niyeti olmaz. nereden buluyorlar bu kadar negatif enerjiyi bilmiyorum ama kaynaklarını bulduğum anda tüketeceğim kararlıyım.
ciddi ciddi bazı insanların kafasını gözünü dağıtmak istiyorum böyle olunca. hayır yani sen sinirliysen, sen mutsuzsan, senin hiç içinde pozitif bişeyler kalmadıysa biz ne yapalım. günahımız ne söyler misin? şimdi "pozitif düşün evrene pozitif sinyaller gönder ki iyi şeyler olsun" muhabbetine girmek istemiyorum. zira bu muhabbete inanmıştım bi ara böyle salak salak, evrenden o kadar şey istedim, o kadar pozitif enerji yolladım ama sevgili evren sanırım beni hep ağırlık merkezinden anladı ki herşey ya kötü gitti ya da hiçbişey değişmedi. yani bu "evrenden iste, bütün gücünle iste mutlaka olur" muhabbeti yalan canım. neydi bu felsefenin adı "secret" mıydı? hatırlayamadım, unutkanlığıma ver. her neyse işte, bi dönem evrenden ciddi ciddi bişeyler isteme moduna gelmiştim, evren de bana nanik yapıp "avcunu yala bebişim" diyordu ki, bi silkelendim kendime geldim. yok abi öyle bişey, bunca insanı bildiğin kandırmışlar.
sonra işte evrenle bütün ilişiğimi kestim. hiç enerji falan göndermedim bi süre. başıma da kötü bişey gelmedi çok şükür bak. yani evren küsüp bana trip te atmadı, güzelcene yaşadım. sonra baktım ki aslında pozitif düşününce, pek çok şeyi pozitif görebildiğimizden dolayı başımıza gelen her mevzunun iyi taraflarını görüyormuşuz. o zaman dedim ki kendi kendime, madem bu iş böyle, madem ki hakikaten neşeli olunca genç kalıyo insan o zaman ben de hep neşeli olurum. yani en azından olmaya çalışırım. zaten yapım itibarıyle öyle pek te dert edinen biri değilim. yani sorunları akışına bırakmayı falan bilirim. hani üzerine gidilecek bi mesele varsa gidilir de, boşa kürek çekmenin de manası yok bence.
her neyse işte, ben böyle kendi çapında mutlu mesut yaşayabilen biriyim ama etrafımda öyle mutsuz ve umutsuz insanlar var ki, yemin ediyorum varlıkları beni darlıyo. sabahın köründe bile olsa, hiç tanımadığım biri bile olsa hani günaydın demesem bile bi gülümserim ben bana gülümsüyorsa. ama bunlar "günaydın, off ne lanet bi gün, allah herkesin topluca belasını versin" modunda oluyorlar. sorasım geliyor "yahu ne oldu, trilyonlarını borsada mı kaybettin, evin mi yandı, babanneni bilezikleri için mi kaçırdılar, kocan mı aldattı, sevgilini kankanla mı bastın nooldu da böylesine nefret dolusun sen?" diye. bi insanı sabah sabah ne bu kadar mutsuz edebilir, anlamıyorum. sabahları keyifsiz olan insanları anlıyorum da böylesine nefret dolu ve mutsuz olanları anlayamıyorum. ne yaşadılar ki bu insanlar bu hale geldiler. kim ne yaptı acaba, bilmek istiyorum.
bu yazıyı okuyan herkesten çok rica ediyorum, sabah uyandığınızda "allahım ne lanet bir gün" demeyin. bi bakın etrafınıza, olmazsa camdan dışarı bakın ve "olm güneş var hava ne güzel, güzel bi gün olcak" diyin de, benim gibi güne iyi başlamaya çalışan garibanların psikolojisini yerle bir etmeyin. bugün 38 polyanna gücünde olan wodka herkese iyi geceler diler efendim. sevgiyle kucaklarım öperim falan. :) kalp.

0 kişi olaya son noktayı koymuş:

 
↑Yukarı