1 Haziran 2012 Cuma

bi tadına varsaydık

nasıl canım sıkılıyor, nasıl böyle iyi değilim anlatamam. her şeyin aynı olmasını bırak, her şeyin olmasından da sıkıldım. olmaktan, başka şeylerin de olmasından falan böyle tümden sıkıldım. artık insanlarla dalga geçmek te istemiyorum açıkçası. ciddi ciddi, insanların dalga geçtiğim o garip huyları artık canımı sıkıyor. böyle ağızlarını burunlarını kırasım, sonra da oturup pişmanlıktan ağlayasım var. evet evet, böyle manyakça ağlamak istiyorum çünkü SIKILIYORUM! sigara içmekten, çalışmaktan, yemek yemekten zevk almıyorum. mesela canım istediği için ya da aç olduğum için değil de, yemek yemem gerektiği için yemek yiyorum. ama ne var biliyor musun, ne kadar hayati önem taşısa da zorunlu olduğu şeylerden çok sıkılıyor insan.
sonra neden varız biz hala o zaman diyorum kendime. 7 milyar insan var bak bu dünyada, 7 milyarın hepsinin de canı sıkılıyordur eminim. elimizin altında olan herşey kolayca tüketilmeye hazır konumda. mesela en sevdiğim albümü daha bu akşam eve gelirken dinledim bitirdim. artık her şeye kolay ulaşıyoruz, o kadar da kolayca sıkılıyoruz. mesela, bugün akşam eve gelince, nokia ovi store'daki bütün uygulamalara, temalara vs. baktım bir saat içinde. sabah ta işe giderken otobüste düşünüyordum, bilmem siz hatırlıyor musunuz, hani turkcell-im internet sitesi yeni yeni yayına başlamıştı. deneme amaçlı da uzunca bir süre cepten turkcell-im'e girmek ve sitede dolaşmak bedavaydı. taş çatlasın 15 yaşındaydım ve telefonumdan turkcell-im'e girip, hiçbir bok yapmadan aptal saptal o siteyi kurcalamaktan heyecan duyuyordum. şimdiyse, en sevdiğim alışkanlığım olan twitter'a yazmadığım günler bile var. nerden baksan 9 sene önce o aptal turcell-im'den aldığım keyfi şimdi telefonumdaki youtube'dan ve twitter'dan almıyorum. interneti bile tükettik anasını satayım. sıkılıyorum bazen google'ın arayüzünü gördüğümde. ama televizyon izlememek adına yine de açıyorum twitter ve facebook'u.
hadi bunu da geçtim, eski muhabbetlerin de tadı tuzu yok. eskiden, lisedeyken falan okul çıkışlarında eve en fazla bir saat geç kalmamız söz konusu olabilirdi. arkadaşlarla o kaçak göçek gezmelerde neye güleceğimizi bile sapıtırdık biz. şimdi bolca olan zamanda gidip bi kafeye otursan, konuşacak iki kelime bulamıyorsun ve en sonunda konu dönüp dolaşıp demet akalın'ın saç rengine dayanıyor. bu kadar basit mi ya hayatımız, bu kadar basit mi arkadaşlıklarımız. ne yani, paylaşıcak herşeyi tükettik te demet akalın'ın yeni saçı mı oldu gündemimiz. buna daha çok sıkılıyorum işte. onu da yapmasak zaten, sanki bedava sms haklarımızı tüketmeye yemin etmişçesine telefon elimizde birileriyle mesajlaşıyoruz. ne bileyim ben, garibime gidiyor. iletişimin kopması canımı sıkıyor. ben arkadaşlarımla da akrabalarımla da diyaloğumun facebook üzerinden yapılan yorumlardan ibaret olmamasını istiyorum. hayır yani hatalı bi noktam varsa lütfen bildir. yanlış mı düşünüyorum?
öte yandan da, zaman hiç gereksiz bir şekilde geçip gidiyor. evet, hem CANIM ÇOK SIKILIYOR hem de zamanın çok hızlı geçtiğinden şikayetçiyim, burda bi ironi yok. her neyse, zaman diyordum, gereksiz bir şekilde çok hızlı geçiyor. aslında adaletsiz bir biçimde saçmalıyor zaman. geçmemesi gereken yerde geçiyor, geçmesi gereken yerde de nazlanıyor da nazlanıyor. bi dakka ya, neden böyle ki? neden bu kadar acele yaşamak zorundayız her şeyi. daha doğrusu NEDEN BU KADAR ACELE YAŞAMAK ZORUNDAYIZ EN GÜZEL ŞEYLERİ? biri bana açıklasın nolur bunu. tadım tuzum kalmıyor açıkçası. saçmalıklarla dolu bir iş gününde geçmek bilmeyen zaman, en keyifli olduğun anda pıt diye geçiveriyor. size de oluyor mu? yoksa garezi bana mı?
mesela bak ben film izlemeyeli çok zaman oldu. filmler de zamanın hızlı akmasını sağlıyor çünkü. dalıp gidiyorsun filme, bi bakıyorsun bir saat geçmiş bile. evet, tam tahmin ettiğin gibi gözleri saatte dakikaları sayıp, o geçen dakikaların kıymetini bilmeye çalışarak yaşayan biriyim. benim hiç acelem yok, o yüzden de ben hayatımı acele acele yaşamak istemiyorum. ama zaman bi müsade etmiyor işte, bıraksa ya yakamızı bi tadına varalım.

0 kişi olaya son noktayı koymuş:

 
↑Yukarı