16 Mayıs 2012 Çarşamba

kadınları anlamak zırvası

kadınlar: erkekler bizi anlamıyor.
erkekler: kadın milletini anlamak zor.
sanırım bir tek bu konuda kesin olarak hemfikiriz. yanılıyor muyum?

ama kızlar şimdi adamlar da haklı bakın. yahu bir günümüz bir günümüzü tutmuyor ki. gece biz uyurken yağmur yağsa hormonlarımız, onların aracılığıyla da ruh halimiz etkileniyor bundan. yani en basiti, regl dönemimiz var, bunun öncesi var, sonrası var ve her evresinde farklı psikolojideyiz. ya o dönemde aşırı sinirli oluyoruz, ya aşırı mutsuz, ya aşırı yorgun. o dönemi gayet güzel ve mutlu geçiren bir kadın daha görmedim ben. yahu tipimizin meymeneti kayıyor bi kere yalan mı? yüz şişiyor, karın şişiyor, saçlara ne oluyor bilmiyorum ama benimkiler şekil bile almıyor ve anormal derecede yağlanıyor. hani günde iki kere yıkayıp fönlesem yeridir yani. onlara neyse artık. erkek milletinin, doğal olarak regl dönemi olmadan "aman canım ya prenses bu yenir ki ya yerim yerim" dedikleri kız o evreye giriş yaptığı anda bildiğin orta çağda yaşayan cadıya dönüşüyor. sonra efendim ilişkilerin ilk dönemlerindeyseniz gelsin kavgalar, gelsin tripler bilmem neler. adam der "kadınları anlamıyorum" kadın der "erkekler bizi anlamıyor" diye tabi. ha bak erkekler bunu yaşamadıkları için cidden bizi o dönemde anlamıyorlar ve sanki sakatmışız gibi muamelede bulunanları da var. hayır canım, gelip geçici bişey, sakin olsunlar bence paniğe mahal yok.
tabi bi de bunun dışında da ruh halimizin değişmesine sebep olan çok faktör var. mesela havanın yağmurlu olması bile bi kadını bunalıma sokabilir. düşünsene sabah ne güzel fönünü çekmişsin, giyinmişsin hatta yazsa babet falan giymişsin, evden bi çıkıyorsun aman allahım, havadaki nemden dolayı o canım dümdüz fönlü saç hoopp diye kabarıveriyor. özene bezene giyindiğin kıyafetler ıslanıyor ve babetler de maalesef ki genellikle su geçiriyor. gel de sinirlerin bozulmasın, gel de bütün gün mutlu mesut gez dolaş işte. sıkıyosa yap bunu. surat asmak makbuldür annem o gün. tabi beylere göre bi sıkıntı yok, saçın ıslansa ıslansa ne kadar ıslanabilir. sana bu durumda ne olabilir ey erkek milleti bi cevap versene bana.
sonra efendim bi de bizim "istediğimiz zaman asla güzel olmayan saç ve makyajımız" var. istersen altı saat boyunca hazırlan, eğer olmayacağı varsa olmaz o saç o gün. neden senelerdir saçlarımı dümdüz kullanıyorum sanıyorsun. en azından düz bi şekli yok uğraştırmıyor diyorum ama anasını satayım bazen o bile olmuyor. bi elektriklenmeler, bi birbirine yapışmalar saçmasapan tripler falan sorma yani. hayır saçım bile bana trip atarken ben nasıl insanlara trip atmayayım söyler misin?
eski sevgiliyi görme durumu da o günümüzün içine eder genellikle. erkekler bunu pek takmazlar, yani en azından etrafımdaki erkekler bunu takmıyorlar. ama biz gördüğümüzde "acaba nasıl görünüyordum?" "bana baktı mı?" "gülümseseydim iyi mi olurdu?" "yanındaki yeni sevgilisi miydi?" "öyleyse kız benden güzel mi acaba?" diye diye ömrümüzü çürütüyoruz. o günü de hiç yaşanmamış saymak lazım. aklımızda bu sorular dolanırken bizden kimseciklere hayır gelmez cidden bak.
sonra bi de "mesaj atsam mı, onun atmasını mı beklesem?" "arasam görüşelim desem hevesli der mi?" "aramasam benden soğur mu?" zırvaları söz konusu yeni başlayan ilişkilerde. hayır yani gören de bilimsel deney yapıyoruz zanneder ama yok sadece bu sorularla meşgulüz. keşke bunlarla uğraşıcağımıza bi deney falan yapsak, ne bileyim erkeklerin kadınları kolay anlayabilmesi için bi similasyon falan hazırlayabilsek ama yok malesef yapamıyoruz canına yanayım.
bi de unutmadan, bi düğün vs. bişey varsa, düğüne gidesiye kadar ne giyeceğimizle, ne renk makyaj yapıcağımızla meşgul oluruz. düğüne gittikten sonraki iki gün de kim ne giymişti, nasıldı bunlarla. yani kafa hep dolu azizim. düşünüyoruz, ciddi ciddi bunları düşünüyoruz.
dedikodu olayına hiç girmek bile istemiyorum ama yazıyı bitirmeden kısaca bahsedeyim. efendim, bazen o kadar çok dedikodu yapıyoruz ki, en sonunda olayları ve insanları birbirine karıştırdığımız bile oluyor. işte bundan dolayı kız kıza takıldıktan sonra çok yorgun ve enerjisiz oluyoruz. kafamız yoruluyor. kızların yanından ayrıldıktan sonra uzunca bir süre kafamızda birbirine girmiş olan olayları ve insanları ayırıp doğru bir şekilde eşleştirmeye çalışıyoruz.
işte anasını satayım çoğunlukla anlayamadığınız kadınlar bunlarla meşgul. yani bizim umrumuzda değil ülkede ne olmuş, dünyada ne haltlar dönmüş falan. biz aslında karmakarışık duran ama dümdüz yaratıklarız. sadece cidden yorgun olduğumuz zaman bi sakarlık yapıp sinirimizi zıplatmayın, size anlattığımız her muhabbeti her dedikoduyu ilgiyle dinliyormuş gibi yapın, bizi "arasam mı aramasam mı" ikileminde bırakmamak için günde birkaç kez arayın ve mesaj atın olayı çözersiniz. bi de başka hatunlarla alakanız olmasın tamamdır olay. kadınları anlamak çok zor değil ama bunun için kadın olmak lazım tabi. yani siz erkekler için yine de biraz zor. bi de regl dönemlerimizde "çok ağrın var mı canım" diyerek hastalıklı muamelesi yapmayın da en yakın marketten onlarca çikolata alın olay biter.

kızlara not: cidden böyleyiz ve cidden artık bunları aşıp düz ve sade insanlar olmamız lazım sanki. sırf bu mevzular yüzünden kadın olmaktan sıkılıyorum lan bazen. sırf bilmem kimimizin düğününde bilmem ne halanın kızının ne giydiğini konuşmak zorunda kaldığım için kadın olmaktan sıkılıyorum. hadi siz anladınız beni, öperim çok.

0 kişi olaya son noktayı koymuş:

 
↑Yukarı