18 Eylül 2011 Pazar

bir dilek tuttum

aaahhhhh, neler oluyor bilmiyorum? uzuuunnnn zamandır göz temasında olduğumuz bir sigortacı var, etrafta boy gösteriyor, arada sırada ortadan kayboluyor birkaç gün görünmüyor, yine geliyor geri sonra. tabi, ben bunu kendini aratması taktiği olarak yorumlamak istiyorum, çünkü aksi takdirde çok üzüleceğim. yani, eğer ki öyle manalı manalı, yumuşak yumuşak bakmaları öylesineyse, harbiden üzülürüm.
adam hoş, tam böyle yolda görüp de bu kadar yakışıklı olması çok can sıkıcı diye düşündürecek cinsten. uzun boylu nerden baksan tahminimce 1.90 falan vardır, bu haksızlık çünkü ben 1.58'im. evet evet, neredeyse adamın yarısı kadar. ama esmerliği, simsiyah saçlarının bir kısmında pırıl pırıl akların olması, gözlerinin mavi-yeşil rengi, bunlar tamamen yıllardır kafamda kurduğum ideal erkek hayaline birebir uyumlu. tahminimce otuzlu yaşlarında, belki otuzlarının başında, burada pek bir sorun yok, ama, bazen öyle geçerken o mavi-yeşil gözleriyle bakıyor öyle tatlı tatlı, sevgilim olsa ne olurdu diyorum kendi kendime, ne olmazdı ki?
bi kere, bu modelde bi adamla sevgili olup ta onu kıskanmamam gibi bi durum söz konusu olamaz, mümkün değil. etrafındaki uzun bacaklı, mini etekli sigortacı kadınlar olduğunu varsayarak deliririm. iş bağlamak için gittiği bir firmada, görüşmeyi yapacağı kişinin otuzlarında, evde kalmış olmanın telaşında ve ne kaparsam kardır zihniyetinde olan bir kız kurusu olduğunu, birazdan benim yarimi hain fantezilerine alet edip, bi güzel kullandıktan sonra "beni mahvettin, benle evlenmek zorundasın hain adam" pozuyla yarimi elimden kapma ihtimaliyle cinnet getiririm. ya sokakta, otobüste, dolmuşta, sinemada, hayatın her anında onun o mavi-yeşil gözlerinden etkilenip de yarime göz değdirecek binlerce kadının varlığı, kahrıma ölürüm.
o kadar kıskancım ki bu konuda, bırak etrafındaki kadınları, iş arkadaşı olan kadınları, lise stajını yapmak için o ofiste çalışacak olan yeni yetme aklı havada stajyeri, kendisini feysbukta bulan ilkokul lise arkadaşlarını kıskanmayı, izlediği dizilerden bile kıskanabilirim. bunları aşamayız işte, asla aşamayız. adam beni gerçekten sevecek bile olsa, uğruma ölecek olsa yok, ben bu ihtimalleri göz önünde tutarak bu adamla birlikte olamam. yanımda olmadığı her anda, acaba ofisteki sekreter ona baktı mı, acaba iş görüşmesi yaptığı kişi kadın mı, acaba şu an başka biriyle mi flörtleşiyor derken sinir krizi geçirip bileklerimi kesebilirim.
hayatımı böyle bir paranoyaya hapsedemem. sürekli aldatılma korkusu taşıyıp, bunu da sevgilime hissettirmeden gizli göz yaşları dökecek kadar güçlü değilim. ufacık bir patlama anında, ağzımdan çıkacak kelimelere hakim olamazsam eğer, belki olmayan şeyler yüzünden bir ilişkinin de yasını tutamam. o yüzden, istemem yan cebime koy der gibi olacak biliyorum ama, hayat ne getirirse. ama dileğimi ben biliyorum, inşallah.

0 kişi olaya son noktayı koymuş:

 
↑Yukarı