20 Ekim 2013 Pazar

nabıyonuz?

nabıyonuz? yazmayalı nerdeyse yıl olcaktı, insan yazı yazmayı da özlüyor canım. blogger'da okumalık çok fazla blog kalmayınca darlandım, uzaklaştım. açıkçası, eskiden çok eğlenceli bi oluşumdu. insanlar AMAN BENİM BLOGUM YÜZBİNLERCE KEZ TIKLANSIN derdinde değildi sanki ve yazılanlar samimiyetle okunuyordu, söylenecek birşeyler varsa yorum yapılıyordu. şimdi, blog yazarları grubuna baktığımda bile sadece makyaj bloglarının post gönderilerini görüyorum ve açıkçası midem bulandı bundan. bilen de yazıyor, bilmeyen de. abi ben anlamıyorum, madem makyajı, kozmetiği, cilt bakımını bir blogger'dan öğrenmeye hevesli bu insanlar niye o kadar güzellik ve cilt bakım uzmanı var. millet kafayı yemiş ya. yazılanlara bir bakıyorum, işe yarar tek bir bilgi yok. ürünün arkasındaki etikette ne varsa yazmış abla, hoop makyaj blogger'ı oluvermiş. Türkiye'de bişeylerin uzmanı olmak çok basit.
hayatıma gelince, yakın olduğum birkaç kişi bilir, çalıştığım mağaza değişti kısa bir süreliğine. bu mağazanın müdürü doğum iznine çıkınca hoop beni gönderdiler joker olarak. ilk başta millet çocuk sevicek diye ben düzenimden oluyorum diyerek ağlandıysam da, bilirsiniz paranın yüzü tatlıdır, kolayca alıştım sonradan bu mağazaya. en güzeli de, tek başıma çalışıyorum. tamam zorlukları var elbette ama, kafam çok temiz böyle. mis gibi.
aşk hayatım her zamanki gibi ölü arkadaşlar. zaten erhan abi çok iyi bi tespit yaptı geçen gün. "hep burdasın, ne ara birilerini tanıycaksın da aşık olucaksın" diyerek olaya son noktayı koydu bence. adam haklı. hani kalbimde yaprak dahi kımıldamadığı için bir iki satırla gönül işlerini özetliyorum bebeyimler.
geçen şubatta nagiş'te kolon kanseri çıkmıştı. testler, tahliller, ameliyat, kemoterapi derken teyzemlerle birlikte kocaman bi aile olduk. şimdi yine hastanede gerçi. en son ameliyatta ölümden döndü. iyileşsin diye dua edin, çünkü iki çocukları var. boş zamanlarımın çoğunu bizim fındıklarla geçirsem de yine de anne ilgisi gibi olmuyo arkadaşlar. nagiş'in sırf bu yüzden bile hayata daha sıkı tutunması lazım.
bişey sorucam, canımız sıkıldığı zaman napıyoduk? sabahtan beri bütün online alışveriş sitelerini gezdim, kendime bir kere kullandıktan sonra bir daha hiç kullanmayacağım derecede gereksiz bişeyler almamak için Beril'e (yeğenim) bişeyler aldım, d&r'dan kargoyu bedavaya getirmek için bir kitap yerine üç kitap aldım şimdi napıcam bilmiyorum. aslında bi evden çıksaydım iyiydi de, miskinlik yapmaktan dışarı çıkamadım. saat de şu an tam olarak "bu saatten sonra nereye gitçem ya, oturayım en iyisi" saati. hayır, otururken de beni oyalayabilecek bişeyler yapsam çok iyi. daraldım. ha bi de, çArşı'nın kitabı çıkıcaktı "çArşı geliyooor!" adında, çıktı mı? bilen var mı? d&r'da bulamadım bugün. sabırla bekliyorum. malum, son gezi olaylarından sonra çArşı grubu inanılmaz bi sempati oluşturdu. bunca yıllık galatasaraylıyım, utanmasam çArşı için beşiktaşlı olucam o derecede.
her neyse, lafı uzatıp fazla kafa ütülemeden herkesi öpüp kaçıyorum. kısa zamanda görüşürüz.

0 kişi olaya son noktayı koymuş:

 
↑Yukarı