14 Ekim 2012 Pazar

kısa bir ara

yazı yazmayalı aylar oldu. açıkçası içimden tek satır da yazmak gelmedi. 140 karakterlik tweetler atmaya bile üşeniyorum. ciddi anlamda zor geliyor yani. sevgilime attığım mesajları falan saymazsak tabi, genel anlamda yazmaya üşeniyorum. neden yazı yazma gereği duyduğumu falan sorgulamaya başladım. sonra, yazarken rahatladığımı hatırladım. benim hayatımda bu işe yarıyordu yazı yazmak, sonradan toparladım durumu.
hayatımda değişiklik yok, aynı iş aynı hayat işte. tek heyecanım sevgilimin bursaya beni görmeye geldiği zamanlar. tek beklentim onun gelmesi. bi de kardeşimin askerliği var, yakında gidicek. kaygılar, merak, şimdiden özlemek gibi çok fazla duygu var içimde bu durum karşısında. bir an önce yapıp gelsin askerliğini. zaman çabuk geçsin, bence bunun için hepimiz dua edelim.
bu gece Felix stratosferden dünyaya atladı. ben olsam atlamazdım, atlayamazdım zaten. o kadar yükseğe çıkmayı gözüm kesmezdi. korkarım lan, elin adamı nasıl süzüldü 5 dakkada dünyaya. bi de şimdi sevgilime ben de 11'de uyandım dedim gülücüklü, o da bana dil çıkarmış. iki dakka duygusal bağ kurayım dedim adam dil çıkarıyo. sonra vay efendim sen hiç romantik değilsin hatun bıdıbıdısı. haksızlık bence.
çok canım sıkılıyor her zamanki gibi. eskiden beni eğlendiren insanlar da eğlendiremiyor beni. kalıplaşmış esprilerden falan çok sıkıldım. mümkünse hiç kimse bir süre espri falan yapmasın. sonra gülmeyince, vay efendim sen suratsız mısın oluyor. suratsızım diyelim, napıcan lan var mı bi çaren. konuşma boş boş karşımda.
bu aralar film izlemeye başladım. daha doğrusu ortalama on günde bir film izliyorum artık. eskiden tvde denk gelmezse hiç film izlemezdim ben. güzel bi'şeymiş. mesela geçenlerde The Artist filmini izledim. tamam olm biliyorum film çekileli, sen izleyeli yıl oldu, tamam kabul ediyorum yıllar önce açılan mekanı yeni keşfedip bi de üstüne yeni açıldı zannedip eşine dostuna hevesle tavsiye eden o değişik insanım şu an, ama bi dinle. Artist filmi çok iyiydi lan. sessiz film izlerken hiç bu kadar keyif alacağımı tahmin etmezdim. çok güzeldi. hem kafam dinlendi gereksiz ses olmadığı için, hem eğlendim güldüm, hem de ağladım böyle ara ara. George Valentin eğer gerçek biri olsaydı alıp eve götürüp bakabilirdim ona, o derecede sevdim ben o karakteri. izlemeyeniniz varsa izleyin, mutlaka izlettirin bence.
uzun süre sonra yazdığım ilk yazı aracılığıyla diyorum ki, cümle kurabilen herkesi çok seviyorum. bi insanın iki satırını okumak onun hayatına dokunmak gibidir. her ne kadar kurgu yazan birini bile okusan, onun hayatından küçük bi parça vardır orda, onu hisset. ancak başkalarının hayatına dokunabildiğinde insan olabiliyoruz biz iki ayaklı düşünebilen canlılar. başkalarının hayatlarının farkında olmadığımız zaman bencilleşiyoruz. bencil olma, oldurma. haydin iyi geceler.

0 kişi olaya son noktayı koymuş:

 
↑Yukarı