olur ya hani birinin aslında ne mal olduğunu anlarsın, bilirsin ama bunu ona anlatamazsın. anlatsan da bi türlü ikna edemezsin. sürekli bi inkar hali olur ve en sonunda çıldırma noktasına gelmekten korkup "tamam tamamm! sen haklısın." dersin böyle. insanı insanlıktan tiksindiriyorlar bunlar. sırf bu tipler yüzünden "allaam bi daha dünyaya gelirsem eğer ben kedi falan olmak istiyorum" moduna geldim. ciddi ciddi bu tipler yüzünden bulunduğum ortamlardan soğuyorum. hayır yani neden olmadığın biri gibi davranmaya çalışırsın ki. niye bu kendini "farklı" gösterme çabası.
artık herkeste bi "ben diğerlerinden farklıyım, sıradışıyım, bak böyle rahat bi insanım" tripleri var. aslında içleri içlerini yese bile "rahat" görünme çabasında olurlar. oysa rahat olunmaz ki, rahat doğulur. yapı meselesi, kişilik karakter meselesi yani. vesveseli bi insan ne kadar zorlasa da kendisini rahat olamaz işte ama gel de anlat.bi de böyle giyim tarzlarıyla, dinledikleri müzikle, girdikleri ortamla falan farklı görünmeye çalışırlar. duymuşlardır çok ünlü olmayan bi grup ismi öğrenmişlerdir bir iki şarkılarını müzikle alakalı her muhabbette alakalı alakasız överler de överler. bi de şu durum var "ya sen bilir misin bilmem ama ben vikvikvik grubunu dinliyorum sadece" şeklinde başlarlar konuşmaya. mesela geçen can bonomoyla ilgili bi mevzu oldu. hatun diyor ki, "sen dinliyo musun, tanıyo musun bilmiyorum ama can bonomoyu ben çok beğeniyorum." burda bana hem kör hem sağır muamelesi yaptı farkındayım. ya allah aşkına şu eurovision muhabbetinden beri memleketimin en ücra köşelerinde bile can bonomo adı duyuldu. hadi onu da geçtim interneti sadece facebook'tan koca düşürmek amaçlı kullanan bi kızın bu cümleyi kurması da komik geldi. tabii ki verdim gereken cevabı efendim. "canım can bonomoyu ben uzun zamandır dinliyorum, ama onu yeni dinlemeye başlamış olman da senin cehaletin bence" şekliyle kapağı kapattık bu arkadaşa da, takıldığım mevzu o değil.
esas takıldığım mevzu insanların çok fazla "ayyy şimdi bu moda, ayy şimdi bu trend" kalıbıyla yaşıyor olması. allah aşkına bursa'da merkezi bi caddede bi yarım saat geçen insanları izle. tipler hep aynı, kızlarda bakır rengi, karamel ya da röfle saçlar, dar paça kot ya da tayt, anasının gözü kadar topuklu ayakkabı vs.. yahu insan hiç mi özgün olmaz. 10 kişinin üstünde gördüğü gömleği "bu şimdi çok moda hemen almalıyım" düşüncesiyle gidip alır da giyer mi. ha demiyorum git bi modacıya kendine özgü diktir, sadece "aynı" olma diyorum. aynı olduktan sonra da "ben farklıyım ihihih" deme diyorum. böyle ironiler içerisinde boğulma diyorum. azıcık başkası olma kendin ol diyorum.
bi ara bihter parfümü vardı bilirsiniz. hani dizide behlülün bihtere hediye ettiği koku. yani absolutely irressistible. size yemin ederim o dönem bursada 10 kadından 8'i bu kokuyu kullanıyodu. tenine yakışmış mı, tarzı mı hiç bakmadan. bu da taklitçiliğe ve aynıcılığa bi örnek aslında. bihter geceliği, bihter kolyesi, bihter yüzüğü, bihter küpesi, bihter parfümü.... şekline uzayıp giden liste ile esnaf ciddi anlamda iyi para kazandı bu ablaların sayesinde. normalde para verseler takılmayacak yüzükleri kolyeleri sırf bihterde gördüler diye aldılar taktılar. bu ilk modellerin ardından "ayyy çok modaağğ" tipleri geldi, bihter aksesuarları aldı başını gitti. ama görsen kadınlarda tipler yine aynı. aşk-ı memnu setinden çıkmış ta gelmiş gibi. herşeyleri bihter modeli. nasıl bi kafa yapısıysa herhalde onları alıp kullanınca bihter gibi olucaklar zannettiler zaar. ne diyelim gidişatları iyi yönde, allah bozmasın.
ha bu insanların "aynı" olması beni alakadar eder mi? hayır aslında hiç üstüme vazife değil. ama yani "ben farklıyım" dedikleri zaman da, "hayır farklı değilsin, beş dakika önce şurdan geçen kızla nerdeyse aynı tarzlarınız" dediğimde bi algılama problemi çıkartmasınlar. hayır ciddi ciddi sinirleniyorum yani.
0 kişi olaya son noktayı koymuş:
Yorum Gönder