onun dışında, ömrümün güzel olan başka bir yanı kalmadı gibi. anlarsınız ya, hayatınızın ne kadar monoton olduğunu farkedersiniz ve birden bire herşey size çok boktan görünür, öyle işte. işler yolunda gibi bu aralar, bir de gizli müşteri muhabbeti çıkmasa iyiydi de, çıktı işte. her ay, gelen her müşteriye bilhassa da kılçık olanlara, acaba bu gizli müşteri mi yavv diye panikle yaklaşacağız. gülümsemekten ağzımız yırtılacak, herifçioğlu ağzımıza sıçsa teşekkür edeceğiz. hayat zor. ve bunun için, patronlar para ödeyecekler ona. yahu biz bu işi beleşe yapabilecek insanlar tanıyoruz. doğuştan kıl onlar.
kafamın içinde dönüp duran soru işaretlerinden de bıktım. yahu, ben öğlen ne yiyeceğimi düşünmemek için her gün tost yiyen insanım, ne kadar çok dert tasa yüklediler bünyeme. s.o.s veriyorum gençler, arıza yaptım resmen. onun dışında da bir haftadır hastayım, hala iyileşemedim. bu da evrenin bana nanik yapma şekli sanırım. avuç avuç ilaç içiyorum ama iyileşemedim. bi arkadaşım, sen daha domuz gribine kuş gribine falan inanma bak, domuz gribi oldun işte dedi bana. bunlar hep amerikanın oyunu boşver dedim sinirlendi. yahu domuz gribi diye birşey var mı? nasıl bir saçmalıktır bu? normal gripten de insanlar ölebiliyor üstelik. ateşi yükselten bütün hastalıklar beyine zarar verip insanları öldürebilir, bu kadar kasmamak lazım.
asıl merak ettiğim mesele, bu senenin trendi olacak moda gribi hangisi. kimsenin aklına birşey gelmiyorsa, kurbağa gribini önerebilirim. insanları da "böyle kurbağa gibi siğil siğil oluyosunuz, yeşile dönüyor renginiz, öksürmüyorsunuz ama hafiftan vraklama ve ciğerlerde hırıltı oluyor" diyerek kekleyebilirler pekala. bizim gezegenin insanı, olmasa bile, verilen bilgiler doğrultusunda kendini hasta olduğuna inanıp belirtileri taşımayı çok kolay başarabilir. ahahahahah, yüzünde siğil çıkartan ve vraklayan insan toplulukları düşündüm bir an, kurbağa prens masalındaki gibi. ama, yakışıklı gençler boyunlarına önceki hallerinden bikaç foto koyabilir, beğendiğimi hemen öpebilirim oracıkta. bana da can borcu olur olleyyyyyy, bi taşla iki kuş.
neyse, fazla mı saçmaladım ne, ama olsun saçmalamak güzeldir, candır, kalptir. zaten doyasıya saçmalayabimek için blogger ve twitter kullanıyorum. şimdi bunlardan birkaçını, wodka enerji olmayan, kendi adımla açtığım feysime yazsam, eş dost sıyırdığımı düşünüp, ellerine bisküvi ve meyve suyu kapan hasta ziyaretine gelir. olmaz demeyin, bizim sülalede herşey olabilir. bir de, sabah uyanmadan önce rüyamda erkek çocuğu gördüm, bebekti. erkek çocuğu iyiymiş, ne dersiniz, hayatım bu sıkıcı halinden kurtulabilecek mi acaba? eğer öyleyse, rüyada erkek bebek görmek candır kalptir. son olarak, hepinizi öptüm, saçmalıklarımı okuyup gülenler ve bu ne diyo bu manyak mı diyenler, cansınız, öpüldünüz, kalpkalp :)
0 kişi olaya son noktayı koymuş:
Yorum Gönder