- aloo wodka bebişim bak on numara bi spor salonu buldum, hocaları görmen lazım tam senin istediğinden!
betülün soluk soluğa durumu açıklamasıyla beynimde şimşekler çaktı o anda. kızım dedim, zaten spora da başlamak istiyodun, fırsat bu fırsat, hem hocalar da iyiymiş. tamam dedim kıza, gidelim bakalım yarın akşam.
ertesi akşam gittik, hocalar gayet taş, salon güzel, duşları bile gezdirdiler. şimdi dedim bu salonda, şu heykel gibi hocalardan biriyle önce flörtleşiriz, sonra iyice sevgili oluruz böyle mırc mırc, sonra da allah nasip ederse önümüzdeki yaz nikah masası, hemen ardından gelsin 3 çocuk. derhal kaydımızı yaptırdık tabi.
ertesi gün de, sabah kalktım, duşumu aldım, eşofman altımı tişörtü, spor ayakkabıları, havlumu aklınıza ne gelirse işte doldurdum spor çantasına. bi heves var ama sormayın. akşamı zor ettim yeminle. iş çıkışı betülle buluştuk hemen, koştur koştur gittik spor salonuna. amanınnnn bizim hocaların hepsi yerli yerinde. biz giyindik üstümüzü, başladık koşu bandında yürümeye. evet evet yürümek, yürüyerek 10 dakikada gidilecek yola bile dolmuşla giden bi insan olarak, o koşu bandında kuyruğu kopmuş kediler gibi koşmazdım, koşamazdım. hocalardan biri geldi ve;
- hanımlar böle olmaz ki ama, sanki sahilde yürüyo gibi, hızlandıralım şu makineyi biraz hadiiii... diye çemkirdi resmen. bi baktım betüle, bizimki son derece yalakalık modunda,
- ısınmak için yavaş yürüyodum ben hocam ehiehi. diye adama yağ yapıyo
ben mala bağladım zaten, sen nasıl bana kaldır o poponu da koş be kadın dersin bre densiz adam. hani üç çocuk yapıyoduk, ne oldu benim hayallerime şimdi. hani sen gelip te bana sevimli sevimli romantik komedi modunda yardım edecek, aletleri öğretecektin. sonra çıkışta kahve içip mutlu mesut sevgili olacak, evlenip atletik bebeler dünyaya getirecektik. oldu mu şimdi ha oldu mu?
baktım betül pisliği adama yaranıcam diye depar atıyo koşu bandının üstünde, adam da dikmiş gözlerini bana bakıyo e hadi ama artık der gibi, ben de hızlandırdım makineyi, deli gibi koşuyorum ama aman allahım olamaz böyle bir şey, vücudumda harekete geçmeyen kas kalmadığı gibi, paçalarımdan ter akıyor o sıra. zaar hiç sportmen bir birey sayılmam zaten. benim spor anlayışım, alışverişe çıktığımda alışveriş merkezlerindeki bütün mağazaları deli gibi dolanmak, yaz sıcağında daracık kabinlerde kıyafet denerken kan ter içinde kalıp kalori harcamaktır. diyet derseniz de nutellayı bırakıp, yazın dondurmayı az yiyerek karpuzu bol tüketmektir.
bizim betül cadısı coşmuş, gitmiş hocanın yanına, şu alet ne işe yarıyor, bununla hangi bölgemi sıkılaştırabilirim civelek civelek kırıtıyo adama. ben hala koşu bandında debeleniyorum. bıraktım koşmayı oturdum bi kenara, aldım telefonu elime can sıkıntısından mesaj atmaya başladım sağa sola. yakışıklı ve bir o kadar da psikopat spor hocamız geldi yine başıma;
- e ama terini soğutuyosun wodka, kalk hadi gel mekik çek biraz karın kaslarını sıkılaştırır.
tamam dedim, bu sefer acıyacak bana, gittim mekik çekmeye. anlattı bana nasıl mekik çekeceğimi, başladım. ama olmuyor olamıyor. inanın çok uğraştım ama kendimi yerden kaldıramıyorum. yer çekimi herkesi serbest bırakmış ta bütün gücüyle beni tutuyor sanki. betül geldi yanıma;
- kızım kaldır şu poponu biraz yaa, herkes sana bakıyo, yapabilirsin hadi. diyor.
anam bir hırs geldi, bir dellendim, son kalan gücümü de 15 dakika falan mekik çekmeye harcadım. lakin takatim kalmayınca, kalktım sürüne sürüne gittim soyunma odasına. betülü de sürükledim yanımda. tam çıkacakken bizim psikopat hocayla karşılaştık demez mi
-hanımlar daha yeni başladık kaçmayalım.
içimden dedim ee yetti artık, paramla kendimi öldürtemem, arkama bakmadan kaçtım tabi o esir kampından. altı üstü iki kilo vericez, adamlar sanki komando yapacak bizden yahu.
benim hayal ettiğim, gidecektik biz müzik dinleyerek iki koşacaktık falan bi aksiyon olacaktı hayatımızda. sonra duşumuzu alıp evimize dönecektik ama nerdeee. adamlar bizi tümden eritip yok etmeye yemin etmiş. sonra bi daha da ayağımı basmadım bu hafta. bizim betülü aramışlar spor salonundan gitmeyince, istersek plates paketine kaydolabilirmişiz, paramız yanmasınmış. yook dedim üç kuruş ta fazlalık iki kilomun sadakası olsun onlara, daha da gitmem ben o salona.
5 Haziran 2011 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 kişi olaya son noktayı koymuş:
Yorum Gönder