22 Mayıs 2011 Pazar

beni bırak, yoluna devam et

"hah işte benim aradığım bu!" diye düşündüğüm anda, hayatımın içine etti ve gitti. aslında o gitmemek için direndi, ama gönderdim. içim acıya acıya gitmesini söyledim. bir yıl sevgili olduk, sonra o beni aldattı ve diskalifiye oldu. yani taktı bana boynuzu, yapacak birşey yok.

sonra bir süre, yapma wodka, affet wodka, gel konuşalım wodka diye beynimi yedi bitirdi. ortalama ayda üç keze denk düşecek şekilde, geceleri içip içip hem mesaj hem arama yağmuruna tuttu, son kez konuşalım lütfen, yoksa kendimi öldürücem içerek dedi, her defasında da ölecek te sorumlusu ben olacağım diye üzülüp, gittim görüşmeye. ayrıldıktan sonraki 3 yıl, yaklaşık 123 kez son konuşma yaptık. hiçbiri de son olmadı. ne bana huzur verdi, ondan sonraki ilişkilerime adapte olabildim, ne kendisi huzur buldu kısacası. sonra bir gün canıma tak ettiğinde, ölürsen öl be bana ne diye çektim resti. bir süre arayıp sormadı bunun üzerine.

en son aramasının ardından yaklaşık birbuçuk ay falan geçmişti ki, arayıp evleneceğini haber verdi. mutluluklar diledim. ama bununla yetinmeyip, ne kadar ortak tanıdığımız varsa, hepsiyle evleneceği haberlerini gönderdi, hatta utanmayıp, düğün davetiyesini bile yolladı. evlenince kurtulurum dedim, ses çıkartmadım. ümidim, bi daha sonsuza dek onun sesini duymamak, yüzünü görmemekti. evlendi.

bir gün ikeada yeni evlenecek bir arkadaşımın evi için aksesuar, banyosu için de fayans modellerine bakarken karşılaştık eşiyle ve onunla. gelip utanmadan selam verdi, üstelik eşiyle de tanıştırdı. halimi anlatmama gerek yok sanırım ama, amaann ikeaya gidicez altı üstü diyip eşofman tshirt modundayım işte. aldırmadım nasıl göründüğüme de, aslında, bir yıl bütün derdini çektiğim, üstüne beni aldatıp boynuzlarımı yörüngeden çıkartan eski sevgilim ve eşiyle karşılaşmak biraz koydu o anda. onlar evleri için alışverişe gelmişler, ben de arkadaşımın evlenince oturacağı ev için banyo fayansı seçmeye. reva mı bu Tanrım dedim kendi kendime.

sonra geçen hafta içi bi gece, durduk yerde mesaj attı yine, uyuyo musun? diye. uyumuyorum, ne istiyorsun yine dedim. ben eşimden boşanıyorum, yürütemiyorum bu evliliği demiş. cevap atmadım sonra. benden yana herhangi bir umudu olmasın istiyorum, çünkü o benimle beraber olduğu zaman, gecelerini başka kadınların koynunda geçirirken, ben evde onun çok çalıştığını düşünüp üzülüyordum. o bana bu akşam halı saha maçı var dediğinde, ben ertesi gün görüştüğümüzde, kendisini çok yorduğu için ona kızıyordum. kim bilir o da o zamanlar belki de bu duruma içinden kıskıs gülüyordu. işte bu yüzden, ben onu o yıllarda bırakıp yoluma devam ettim. o da beni bırakıp yoluna devam etsin.

şarkı biraz alakasız ama, seviyorum işte

0 kişi olaya son noktayı koymuş:

 
↑Yukarı