
kafamı gökyüzüne kaldırdığımda gördüğüm maviliği bir insanın yüzüne baktığımda da görebilmek istiyorum. o kadar ferahlatıcı olsun. o kadar ona baktıkça içim aydınlansın. yanında ferah nefesler alabileceğim insanlara çok ihtiyacım var. yanında zaman ve mekan kavramını önemsemeyeceğim insanlara çok ihtiyacım var. oturup karşılıklı birer sigara yaktığımızda, o sormadan anlatmak istediğim herşeyi, acaba saçmalıyor muyum kaygısını taşımadan anlatabileceğim insanlara ihtiyacım var. kasvetli duruşlarından, yüksekten atışlarından ve her seferinde ıskalamalarının acısını renklerini daha da koyulaştırarak çıkartmalarından sıkıldım. mesele yüzlerine bakıp gülümsemekte zorlanmakta değil, mesele o gülümsemeyi içten gerçekleştirememekte. yapmacık davranışlar bende çok sırıtıyor. bakıyorum, hiç kimse kendisi gibi değil, ben de onlar gibi yapmacık olayım o zaman diyorum. beceremiyorum, elime yüzüme bulaştırıyorum. annesinin makyaj malzemelerini aşırmış, yüzünü gözünü ruja bulamış kız çocukları gibi hissediyorum kendimi. ne öteki olabiliyorum, ne kendim olabiliyorum ne de kendimle barışabiliyorum.
mesele küslük meselesi değil. kendimde sevmediğim ve en yakınlarımı bile delicesine rahatsız ettiğinden emin olduğum o kadar çok yönüm var ki. kendimi kontrol edemediğim, kontrol etmeye çabalarken kenarda bir yerde debelenip durduğum o kadar çok anım var ki. ve ben hepsinin de adını hiç sorgulamadan mutsuzluk ve can sıkıntısı koymuşum. bi de oturup üzülmüşüm bi güzel benim neden hep canım sıkılıyor diye. sıkılmayacak ta ne yapacak ki. ne öteki olabiliyorum ne beriki. kendim olmak, bu kadar yapmacık insanın arasında kendim olmak çok zor. işte bu yüzden kendi renklerimin arasında boğuluyorum ben. pembelerim, mavilerim, sarılarım da başkalarının gözünü yoruyor. hayır, o kadar da renkli bir insan değilim aslında. yani görünüşte o kadar renkli değilim. yüzeysel olarak tanıyan -ki en derinliklerime kadar, içime aklıma ruhuma kadar tanıyabilen olmadı- için çok renkli değilim. gökkuşağından bir parça kopartabilseydim, ilk önce kopkoyu renkli insanların üzerine serperdim birazını. gerisi de benim olurdu, kararmaya başladıkça çalardım renklerinden. öyle işte..
0 kişi olaya son noktayı koymuş:
Yorum Gönder